Pazartesi, Ekim 10, 2011

s.'ana mektup

Beni anlaman için anlattığım her detay, seni benden soğutan bir başka bahane oldu sanki.

"Ben seni hiç tanımamışım" dedin.
"Senin özünde yok ki bu yazdıkların" dedin.

Burada, bu güncede yazılanlar için dedin.

Oysa bu günlük benim "mahrem"imdi. En gizlimdi. İçimdeki bendi, o yüzden çoğu zaman "ben, şahsen, bizzat kendim ve diğerleriM"di.
Ortaya çıkaramadığım ama içimde yaşadığım, içimde onları yaşadıkça gerçekten mutlu hissettiğim...

Tek bir eksiğim vardı: Sen.
Sen geldiğinde seninle "tamam" olacaktım. Ve bu içimde yaşattığım, büyüttüğüm, olgunlaştırdığım, çocukça şımarttığım kadın kanlı canlı hayat bulacaktı seninle. Gerçekten yaşayacaktım. Bir fotoğrafım, bir sıfatım olacaktı.
Var olacak, nefes alacak, kahkahalar atacaktım.

Yaşadıkça çoğalıp "biz" olacaktık.


.
.
.
.
.
.
.
.
.
.



Bir gizli günlük buldum, delinin biri yazmış. Eh, fena da yazmamış.
Onu okuyayım biraz.
Sonra belki ben de yazarım, arkada duran boş sayfalara...

Read more...
doradoraa [at] gmail [nokta] com

ne güzel demişleR

deli saçması

  © Free Blogger Templates Blogger Theme II by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP