deliRmeden önce
Kimisi için sadece bulutların uçuştuğu mavi boşluk, kimisi için nefes almamızı sağlayan atmosfer tabaka, kimisi içinse yıldızları güneşiyle, ayı ve pamuk gibi bulutlarıyla boş ama hoş bir dünya, sanırım benim için öyle...
Gökyüzüne baktığımızda gördüklerimiz sadece bembeyaz bulutlar, uçan kuşlar ve akşamdan akşama ortaya çıkan yıldızlarla ay mı? Aslında evet (yani daha farklı ne olabilir ki) ama ya hepimizin onlara yükledikleri anlamlar?
Yıldızlara bakıp dilek tutmayan, kuşları izleyip onların ne kadar özgür ve mutlu olduğunu düşünmeyen, rüzgarla hızla hareket eden bulutları çeşitli nesnelere benzetneyen var mıdır? Varsa ne çok şey kaybettiğinin farkında mıdır? Bunların ne kadar keyifli olduğunu anlatmak çok zor aslında, çünkü gökyüzünün insana hissettirdiği duygular o kadar farklı ki... Yani çok sevdiğiniz bir insanın gökyüzünde bir yıldız olduğunu düşünmekle aynı yıldızlara bakıp ipe sapa gelmez dilekler tutmak arasında öyle çok fark var ki. Sonuçta ikiside insanı rahatlıyor, önemli olan da bu belki de.
Ya da bulutlar! Rüzgarlı havada bir yere yetişmeleri gerekmiş gibi hızla ilerleyen, güneşli ve pırıl pırıl bir günde mavi gökyüzünde küçük tavşanlara veya kocaman bir kamyona benzeyen bulutlar. Onlar da insana ne çok şeyler anlatırlar. küçükken hep onların üzerine çıkıp hoplayıp zıplamak, onların içinde yuvarlanmak isterdim. Büyüdüğüm ne kadar söylenebilir bilmiyorum ama ben hala bunları yapmak istiyorum. ve hala kuşların özgürlüklerini ve mutluluklarını kıskanıyorum. Onlar gibi kimseye hesap vermeden sorunsuzca ve sorumsuzca uçabilmek...
Uçup giden kuşların ardından bir yağmur sonrası çıkan gökkuşağı. sıcak bir ilkbahar gününde sırayla dizilmiş kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi ve mor. aynı sıra karlı bir kış günü, güneş batarken tam karşınızda.
Bunları görebilmek ne kadar zorsa anlatabilmekte o kadar zor. Herşeye rağmen hepsi tam üstümüzde gözlerinizi biraz çevirmeniz yeterli görebilmek için. Umutlar kırgınlıklar, dilekler, küçük tavşanlar uçan kuşlar, her gece farklı bir yüzünü gösteren ay, gözkırpan yıldızlar, hepsi oralarda bir yerlerde işte...
Son söz bir defter kapağından "çalışmaktan yorulduğunda kaldır başını bak ufka, bir umut elbet bulacaksın."
Bir umut her zaman var oralarda, yorgunluğunuz çalışmaktan olmasa bile...
Demişim 1999-2000 eğitim öğretim yılında, bir edebiyat dersinde. daha delirmeden çook önce.
Read more...