hiçbir şey etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hiçbir şey etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Salı, Temmuz 22, 2008

Renksiz


tam ortaya not: son günlerde güncemde yer alan olaylar ve kişiler tarafımdan uydurulmuş olabilir ya da yaşanmış olabilir. Şüphesiz bu tip olayları yaşayan kadınlar ve erkekler vardır lakin onları benim yazmış olmam bizzat yaşadığım anlamına gelmez, yaşamadığım anlamına da gelmez zira içlerinde bizzat tarafımdan kurulmuş veya bizzat tarafıma kurulmuş pek çok cümle mevcuttur. "E hangisini sen yaşadın, hangisini uydurdun?" derseniz "bunu asla bilemezsiniz" derim. Bakınız yukarda “günce” yazıyor. Deli meli ama günce nihayetinde. Zata mahsus bi’şi yani. Farz edin otobüs durağında unutulmuş bir defter. Okuduğunuz kadarını bilirsiniz. Gerisi hayal gücünüze kalmış. Ve üzgünüm, hayal gücünüzde yarattıklarınızla beni eleştiremezsiniz.
Ha, çıkarsınız 'bak sen şurada bunu, burada bunu demişsin yanlış biliyorsun yanlış yapıyorsun' dersiniz amenna. Ama böyle kaçak oyunlara, ufak-tefek işlere yokum,
Aklınızda bulunsun ;)

Read more...

Pazar, Temmuz 29, 2007

Renksiz

Bi’kere şu konuda bir anlaşmaya varalım isterim. Ben burada yazarken, burada yazdıklarımla HİÇKİMSEYE bir şey vaad etmiyorum değil mi?. Bugüne kadar etmediğimi sanıyorum. Hatta sırf yazdıklarıma gereğinden fazla anlam atfedilmesin diye “BiR delinin güncesi” diyerek çıktım yola. İmzamı ya “deli işte” diye attım ya da “mahallenin delisi” diye.
Türkçe içeriğe katkıda bulunmak gibi bir iddiam yok, edebi değeri olan yazılar kaleme almıyorum. Zaten bu kaygıyla değil, sadece düzgün bir Türkçe kullanabilmek kaygısıyla yazıyorum. Başı sonu belli fikirleri, başı sonu belli cümlelerle anlatabilmek tek derdim. Kimseyi burada tutmak ya da her gün daha fazla insana ulaşabilmek olmadı hiçbir zaman asıl amacım. (elbette takip edenlerin ve yeni keşfedenlerin olması beni her zaman mutlu ediyor) Blogla ilgili üye olduğum hiçbir site de acayip pazarlama çalışmaları falan yapmış değilim.
Tüm bunların aksi bile olsa, benim burada yazdığım hiçbir şey birilerinin bana hakaret etmesine sebep olacak şeyler değil! Bunca gündür yazılan 70-80 küsur yazıda, yüzlerce cümlede kimseye sataşacak incitecek tek bir cümle kurmadım. Aklımda kalbimde ne varsa benim bildiğim “terbiye kuralları” içinde söyledim hepsini. Yorumlarda olmasa bile benimle aynı fikirde olmayan bazılarıyla mailler vasıtasıyla fikri münakaşaya girdim zaman zaman. Ama benden herhangi bir sebeple mail almış 1 kişi bile çıkıp terbiyesizlik ettiğimi söyleyemez. Tam da bu yüzden, mail kutusunun gizliliğine güvenip terbiye sınırlarımı zorlayacak cümleler kurmak istemediğim için, burada bu yazıda cevap vereceğim bana yapılan saygısızlığa, edepsizliğe. Başka koşullar altında bunu bile yapmazdım ya, bugün böyle denk geldi işte.

Bir: benim burada yazdıklarım, hayal dünyam ya da ilişkilerim kimseyi bağlamıyor, ilgilendirmiyor. Buraya gelen herkes özgür iradesiyle geliyor beğendiği yazıları(n beğendiği kısımlarını) okuyor, tıklayası varsa şarkıya türküye tıklıyor gidiyor. Bu yüzden madem amerikan filmlerindeki teenagerlar gibi buluyorsun beni, okumayacaksın. Kaldı ki beğenmediğin yazı “zata mahsus” bir yazı, bana iyi gelen bir rüya. İstediğim şekilde istediğim kişilerle kurgularım ve bunu da istediğim şekilde yazarım. Benim bunları yazmış olmam senin bana “eş bulmak” görevini üstlenmeni gerektirmez! Sadece şu tırnak içinde ki 2 sözcük bile senin başka bir eko-sistemde yaşadığının göstergesi zaten! o tamlama ancak bir ormanlar alemi belgeselinde, kara dul, kendisi ile çiftleşecek örümceği seçmeden önce geçen süreci anlatan anlatıcı tarafından kullanılır.

İkincisi : “eş bulmak” için özel olarak tasarlanmış zibilyonlarca site varken, burada (fotoğrafsız, isimsiz ve kimliksiz) yazarak, hem de en defolu, en kusurlu- hasarlı hallerimi yazarak bulabileceğime sen gerçekten inanıyor musun? (ayrıca bunun için internet sitesine ihtiyacım olduğunu peşinen kabullendin madem, uğraşma yani, asosyal, bıyıklı ve şişman bir teenager’la ne diye oturup mailler döşeniyorsun uzun uzun)

Üçüncüsü: satır aralarını çok iyi okuyabildiğini söylemişsin de benim için çizdiğin profili tamamen çürütebilecek bir sürü cümlem var buralarda onları hiç okumamışsın nedense. Sadece şunları bir düşün istersen: Mesela profil bilgilerinde "ben şahsen bizzat kendim ve diğerleriM, hangimiz yaşıyoruz hangimiz yazıyoruz kimbilir" diyorum ve yine mesela şizofren mavi diye yazılarım var aşağılarda. Zamanında şizofreni tedavisi gördüğümü ya da hala görmekte olduğumu çürütecek tek bir cümle bulabilir misin bu delinin güncesinde? Belki de sandığın gibi bir teenager değilde, ilerlemiş yaşında alkolik kocasını terk etmiş ve baba evine sığınmış 2 çocuklu bir dul kadınımdır. Bu yazdıklarımda keşke hayat 10 yıl önce böyle böyle olsaydı diye kendime kurduğum bir hayal dünyasıdır. Ya da töre cinayetlerine, kızların babalarına olan düşkünlüğüne çok değinmemden anlaman gereken şey asıl, yıllardır (öz) babasının tacizine uğrayan bir kız olduğumdur. Kaçmaya çalışmak istemem bundandır belki? Ve hatta belki de “unutamadığım eski aşkımda” beni sırf bu yüzden terk etmiştir. Bunların aksini ispatlayabilecek cümleler bulabilir misin burada dersin? Mesleğimse tam bir muammaymış, belki de alenen ortadadır, belki de bu kadar “rahat” olmam, bu işi bu kadar rahatça yani meslek olarak yapmamdan kaynaklanıyordur. Beklentilerden kastım da ücrete dâhil olanlar olmayanlardır. Bunun aksini söyleyebilir misin?

Böyle bir maili yonjadayken sosyomattayken alsaydım, arkamı döner gülerdim yazana da, yazdıklarına da. Ama kendi çöplüğümde kendimle ilgili, hayatla ilgili yeni bi’şeyler keşfetmemi sağlayan bu yazıları yazarken, bu yazılardan birine istinaden aldım ya...

Ben bi’de bu insanla aynı dili konuşuyorum güya...

Vay anasını sayın seyirciler!

Read more...
doradoraa [at] gmail [nokta] com

ne güzel demişleR

deli saçması

  © Free Blogger Templates Blogger Theme II by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP