Çarşamba, Kasım 21, 2012

kaRa


Kapkara artık bu dünya bana. Yas karası... Bitmez bir siyah. 

Benim annem... Yumuşacık elli, sıcacık yürekli annem... 

Annem... Kuzum... Canımm...
Önce soğuk bir ameliyat odasına kendi ellerimle götürdüm seni. Sonra soğuk bir yoğun bakım odasında gördüm son kez. Anestiziden yeni ayılmıştın. Saat 23.30du. "Atlattık annem" dedim. "Korkma kuzum, geçti" dedim. Konuşamadın, solunum cihazı vardı ağzında. Heyecanlandın ama beni tanıdın, bilincin açıktı.  "Atlattık annem" dedim. "Merak etme buradan da çıkacağız."

Çıkamadık annem. Soğuk, buz gibi bir morg rafından aldım seni. Kardeşim elleriyle yerleştirdi soğuk toprakların arasında açılmış bir çukura...

İnsanlar geldi. Kalabalıktı çok. Bir sürü kalabalık vardı be annem. Evin her yerinde birileri ağlıyordu. Senden bahsederken "rahmetli" dedi biri. Duymamazlıktan geldim. Hocalar geldi, Kur'anlar okundu. Bir gece değil, gecelerce... "Merhume" dediler. "Ruhuna" dediler. "Mekanı cennet" dediler. "Nur içinde" dediler... İnanamadım annem. İnanmadım. 

Çık gel artık n'olur?
Bak kimseler kalmadı şimdi. Biz bizeyiz evimizde. Bir sen eksiksin be annem! Çık gel hadi. Babama süpriz olsun sabaha. Çok üzüldü o da annem. Atlatamadı daha. Anlatamadı hiç, içine attı hep. "Canım gitti" dedi. "Canımız gitti" dedi. Düğümlendi boğazı.

Çık gel hadi annem. 
Ağlayamadım ben daha senin için. Ağlamadım annem. 
Ben kendimi koyvermeden, dön gel be annem!



Read more...

Cuma, Kasım 02, 2012

iki yeni ameliyat...

Bir hastane odasında annemin uyanmasını bekliyorum.
Her şey yolunda gidiyor derken, tümör nüks etti. Üstelik bu kez beynin içinden sol yanağına doğru cilt altı dokusuna doğru yayılmış, yani ameliyat sırasından tamamının alınması öngörülmüyor. Geriye kalacak kısımlar için yeniden radyoterapi yapılması gerekecek ama daha RT alalı 1 yıl olmadığı için onu kaldırabilecek mi bilmiyoruz. İşin bu boyutunu ameliyattan sonra konuşacağız.
Zaten asıl tümör ameliyatından önce, beyin omurilik sıvısı arttığı için bir de şant takılması gerekecek. Yani peşpeşe 2 ameliyata girecek annem. Tüm bunları kaldırabilecek mi bilmiyorum? Doktora sorduğumda "ameliyatı olmazsa ne olur sorusunun cevabı, olup da kaldırabilir mi'den daha mühim" gibi dallı budaklı bir cevap verdi.
Bu sabah vizite gelen, kim olduğunu hiç bilmediğim angut doktor ise (annemin teşhisinden bile haberi yok sadece şant takılacağını biliyor) beni dışarı çıkarıp annemin teşhisini ve ne zaman ameliyat olduğunu sorduktan sonra, "size ortalama sağ kalım süresi hakkında bilgi verdiler mi?" dedi. Daha henüz uyandığım için aptal aptal "evet konuştuk 15-19" deyiverdim. "ha tamam tamam" deyip kıçını dönüp gitti. "ortalama sağ kalım süresi senin götüne girsin! sabah sabah ne biçim konuşuyorsun git annemin dosyasını oku da sonra vizite gel" diyebilseydim keşke...
Kardeş burada değil, ona durum nasıl açıklanacak?
Annemin doktoru üniversite hastanesini bıraktığı için şu an özel hastanedeyiz, epey yüklü bir maliyet bizi bekliyor ve anladığım kadarıyla (aynı zamanda benim de devlete olan borcumu hesap ettiği için) bu babamı oldukça korkutuyor. Şu an pek çok üniversite hastanesine prof. dr neredeyse kalmamış durumda.

Bugünleri nasıl atlatacağız? yoksa artık atlatmayı değil kaçınılmaz sona mı hazırlanmalıyız?
Hiçbir şey bilemiyorum. Ağlamaya çok ihtiyacım var ama annemin her şeyi ile ilgilenmek zorundayım. Annem benden en ufak bir negatif enerji aldığında 5 misli daha kötü oluyor...

Bunları da niye yazıyorum bilmiyorum işte. Hastalıkla ilgili bi'şeyler okumaktan sıkıldım, burada buldum kendimi, eski bir dostla dertleşir gibi...
Allah'ım sen yardım et..

Read more...
doradoraa [at] gmail [nokta] com

ne güzel demişleR

deli saçması

  © Free Blogger Templates Blogger Theme II by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP