Salı, Mayıs 22, 2007

sonsuzluk kitabevi

Ömrü boyunca para biriktirmiştir adam. Yeni en yeni, en sonsuz kitapları alabilmek için. En yenileri, Platon’ları, Seneca’ları, Shakspeare’leri... Ne kadar kitap varsa alır adam ve tüm parasını verir, Havanın en ucuzunu alarak, suyu bedava içerek ömrü boyunca biriktirdiği tüm parayı. Sonra hepsini imzalamaya başlar. Satıcı kadınlar için asıl mühim olan paradır ama sormadan edemezler,

“ama siz yazmadanız ki bunları” kahkahalarla gülerler adama. Büyük ustaların başına gelen şey adamın başına gelmiştir, anlaşılmamaktadır o da. Yine meraklarına yenilir sorarlar adama “neden siz yazmadınız peki?”

“Öyle döndü çark; günlük yaşantının çarkı… Günlük yaşantının çarkı! İnsanın eviyle işi arasında, gecesiyle gündüzü arasında, doğumuyla ölümü arasında dönen çark! Her gün gittiğim iş, döndüğüm ev, bindiğim otobüs, indiğim vapur, terlediğim yaz, titrediğim ayaz, gece yattığım yatak, sabah çıktığım sokak arasında dönen çark! Yazlık işler, kışlık işler... Günlük işler, gecelik işler... Bunları sürdürmekten, yürütmekten bunları... halim mi kaldı, vaktim mi kaldı, yaratmaya, yaratıcı olmaya.
Biliyor musunuz Bu yeryüzünde söylenmiş birçok söz var ki benden önce başkaları söylemiş. Ya da... ya da, başkaları söylemeseydi ben söyleyecektim.”

Tüm özlemi, tüm bekleyişi, tüm tutkusu ve sevdasıyla imzalar kitapları...

Sabahattin Kudret Aksal - Sonsuzluk Kitabevi oyunundan

3 akıllı çıkaramadı:

turuncu 22 Mayıs 2007 22:24  

hihi, işte bu yüzden belki de, klasikleri, eskileri ve zerzevatları okumamalı, sonra rastlayınca tesadüfen, haha, ben söylemiştim zaten, demeli, falanca gibi söylemişsin tıpkı diyince, koltukları kabarmalı insanın.

bunun nasıl guzel bir heyecan oldugunu anlatmak pek zor. her zaman icin öz-üretim, dışardakini içselleştirmekten iyidir gibi geliyor bana..

faik murat unel 23 Mayıs 2007 12:27  

Jorge Luis Borges bu konuya sık değinir, Yolları Çatallana Bahçe ve Gölgeye Övgü kitaplarını bulursan almanı tavsiye ederim.

Şartlar ne olursa olsun, yazma taraftarıyım ben. Öyküdeki adam gibi bir çoğumuzun hayatı, üstesinden gelmek için daha az uyumalı, daha az televizyon seyretmeliyiz.

Çok az sayıdaki şanslı insan tüm zamanını yazmaya ayırabiliyor.

mahallenin delisi 23 Mayıs 2007 18:48  

@turuncu; itiraf ediyorum, bu alıntıyı yazarken ilk sen geldin aklıma, bu konuyu konuşmuş muyduk hatırlayamadım ama bir yorum yapacağını tahmin etmiştim.

elbette mevcut bilgiyi içselleştirmektense, öz-üretim yeğdir ama klasiklerin keyfini yabana atabileceğimi hiç sanmıyorum.

@faik murat; Zamanya'yı henüz edindim, okur okumaz yeni tavsiyelerinize de göz atacağım. daha az televizyon konusunda kesinlikle size katılıyorum ama uyku konusuna şerh düşmeden geçemeyeceğim. yaş ilerledikçe azalan uyku süresini göz önünde bulundurarak bugün, keyifli rüyalarımın, sabah uykularımın tadını çıkarmaktan yanayım =)

doradoraa [at] gmail [nokta] com

ne güzel demişleR

deli saçması

  © Free Blogger Templates Blogger Theme II by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP