Perşembe, Ekim 18, 2007

ayna Rengi

Bir evler kuyusunda yüksek bir odaya tırmandıktan sonra, üstündeki elbiselerle kendini darmadağınık yatağa atıverdi, yastığı boş yere akan gözyaşlarıyla ıslandı.

Güneş mahzun bir şekilde yükseldi. Yetenekli ve duygulu olmasına rağmen bu özelliklerinden faydalanmasını bilemeyen, kendini mutluluğa kavuşturamayan, bütün bunların onu yiyip bitirmesine göz yuman adamın görüntüsünden daha hüzün verici bir manzaraya rastlanamazdı.

Charles DICKENS İki Şehrin Hikâyesi/sf:107

Mr. Dickens’ın yazarlık dehası hakkında konuşma cüretini gösteremem elbette. (belirtmeden geçmem mümkün değil; O’da kova burcuna mensuptur.)
Yalnızca demek isterim ki; bu manzaradan daha hüzün verici bir manzara varsa o da bu satırları boş yere akan gözyaşlarıyla dağınık yatağında okuyan ve kendini yiyip bitiren genç bir kadının manzarasıdır herhalde...

2 akıllı çıkaramadı:

Adsız,  20 Ekim 2007 00:00  

sen cidden delisin kızım! aynanın rengi mi olur nası uyduruyorsun. hem üstelik kimmiş o dağınık yatağında charles dickens okuyan ağlak genç kadın. bana hiç tanıdık gelmedi.

mahallenin delisi 22 Ekim 2007 18:07  

@f. sizin o hatunu tanıdığınızı söyleyemeyiz zaten... bi'de artık her yazıya yorum yapmaz mısınız rica edicem. gören de sizi akıllı bi'şey sanacak =P

doradoraa [at] gmail [nokta] com

ne güzel demişleR

deli saçması

  © Free Blogger Templates Blogger Theme II by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP