seRsem saRı
Sevgili günnük,
İlginç. Hakkaten ilginç günler yaşıyorum. Kişisel tarihimizde çok egzantirik ayrılık sahneleri var hatırlarsın ama böylesi hiç olmamıştı. Gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Yazarsam belki ben de olan biteni anlarım dedim.
olay şöyle:
Adam günler sonra girdiği delikten çıktı ve “seninle olmak çok güzeldi ama ben gidiyorum” dedi. Bana geldi mi bi’gülme krizi. (Dilimin ucuna kadar geldi, "sende mi yoruldun?" diyecektim de tuttum Allah'tan.) Hayır, nezaketen gülümsememi gerektirecek bir cümle bile değil bu biliyorum ama tutamıyorum kendimi. Başladım alık alık sırıtmaya, o da hafiften gülse basacağım kahkahayı ama gayet ciddi devam ediyor. Bunca zamandır nereye kaybolmuş, neden hiç haber vermemiş, oysa aklı hep bendeymiş, benim desteğimi de hep yanında hissetmiş, son olarak da bana gelip hem konuyla ilgili fikrimi almak hem de bu açıklamaları yapmak istemiş-miş de miş, miş. O anlattıkça ben sırıtıyorum, bi’ara baktım gülmemek için baya baya dudaklarımı ısırıyorum. O da bunu fark etti mi, fark etmekle kalmadı, bunu ağlamamak için üzüntüden yaptığımı düşünüp, bana bir anda apansız bağlandığını ve bir ara sırf benimle kalmak için gitmemeyi bile düşündüğünü anlatmaya başladı mı. of of of!
Artık gülmemek için aklımdan gündüz incelediğim acı içindeki kadın fotoğraflarını, tecavüz sahnelerini falan geçirmeye başlamıştım ve cidden bir anda buz gibi kesilmiştim ki bizimki bir bomba daha patlattı. “aslında ben gelirken sana evlenme teklif etmeyi düşünüyordum ama kapıdan girdiğin an nedense kabul etmeyeceğini anladım ve bitirmenin en doğrusu olduğuna karar verdim.”
Artık rahatça gülebilirdim ve tabi ki güldüm. Hatta o kadar çok güldüm ki aklımı kaçırdım zannetti. Gayet endişeli bir ifadeyle “iyi misin, su içmek ister misin?” dedi. Üzüldüm o an, benim aklımdan neler geçiyor, adam neler diyor. Neyse zar zor toparlandım. “sinirim bozuldu biraz, iyiyim merak etme” dedim. Dedim ama ben konuşmaya başladığım an suratına acayip hüzünlü bir ifade takındı. “şaşırdım sadece” diye başlamıştım, boşa üzüldüğünü zannettiği kadar sarsılmadığımı söyleyebildim son olarak bizim böyle bir ayrılık konuşması yapmasını gerektirecek hiçbir şey yaşamadığımızı söyleyecektim ki bir gol daha attı. “seni sevmekle gerçekten yanılmadığımı bir kez daha gösterdin şu anda bana, bak söylediğim her şeyi unut, kaldığımız yerden devam edelim” deyip elime yapıştı bu sefer. Ay şimdi bile gülüyorum günnükcüm. Bi’de başladı mı özür dilemeye, hobaaaa!
Hayır bir an önce kendime gelip, büyük bir yanlış anlama yaşadığını, hatta hayal denizinde yüzdüğünü söylemem lazım adama yoksa korkuyorum yüzük müzük çıkaracak oracıkta evlenme teklif edecek, sonra çık işin içinden çıkabilirsen. Amma velakin, susmuyor adam, üstelik daldan dala atlıyor konuşurken, yetişemiyorum hızına. Artık gülmekten de geçtim sinirlenmeye başlamıştım ki yine evlilik mevzuuna döndü ve “ne güzel olurdu aslında çok mutlu olurdum seninle ömür boyu” dedi. Şimdi düşündüm de aslında çok sert kesmişim sözünü günnük. “evet, SEN mutlu olabilirdin ama BEN olabilir miydim emin değilim” dedim. Zaten böyle zamanlarda politik cevaplar vermeyi hiç beceremem ki ben, ya çok sert çıkışırım ya da çok yumuşak davranırım. Dumur oldu tabi. Kalakaldı öylece. Sonra başladım dansözlüğe. Yani onu tanımak güzelmiş de, evlilik başka şeymiş aynı dili konuşan iki arkadaş olmak başka şeymiş de, hem ben ona başından beri dememiş miyim, sınırlarım var diye, bana bu kadar açıklama yapmasını, özürler dilemesini gerektiren hiçbir şey yokmuş ortada da, ben sadece ona iş yerinden istediği 3-5 evrağı getirmişim de bık bık da bık bık işte.
Nasıl geldik bu hale ben anlamadım günnükcüm. Valla ben bi’şey yapmadım. Üstelik söyledim yani, “duvarlarımı aşman lazım” dedim. Bir gece partiye gittik diye, biraz içtik biraz eğlendik diye, bi’tabak keşküle birlikte kaşık attık diye olacak iş mi bu yahu!? Hayır vallahi aklım ermiyor, biz bunca zamandır sevgiliydik madem, insan hiç mi arayıp sormaz? İnsan sevgilisinin doğum gününü feysbuk mesajıyla mı kutlar? Şirkete uğramış 2-3 kez, bir kez bile yanına gelmez mi insan sevgilisinin? Hadi işyerinde sorun olacak diye daha ilk günden tırsıyordu zaten, gayet iyi biliyor ki hafta sonları evine yürüme mesafesinde bir yerde kalıyorum. Bir mesaj da mı atmaz insan “buralardaysan görüşelim” diye? O ortada yokken beyefendiyi bana soranları haber vermek için zırt-pırt mesaj attım diye mi heveslendi bu kadar anlamadım ki.
Neyse dertlenecek değilim arkasından, arkası önü bile yok benim için. Ben kaldığım yerden devam ediyorum. Ne eksik ne fazla. Yalnız son 1 aydır benim bir sevgilim varmış ve benim haberim yokmuş ona üzüldüm işte. hele şu geçtiğimiz Cuma acayip ihtiyacım vardı kaprislerimi çekecek bir sevgiliye. Bütün gece kendi kendimi yiyeceğime onun başının etini yerdim bilseydim.
Off bıktım valla. Varlığı dert, yokluğu dert orasını biliyordum da, böylesi de bir acayipmiş yani. Yok arkadaş, bende var bi'sorun kesin...
6 akıllı çıkaramadı:
Merak etme yalniz degilsin..Ama anlamadigim neden notr noktasindayken yurekliliklerin ortaya ciktigi..
valla ben de anlamıyorum ki şekerim. zamansızlık da özel bir uzmanlık alanı olsa gerek...
seninle olmak güzeldi.. ama ben gidiyorum
demek üzereyken okumak bu yazıyı.. gene tesadüffi gene manidar gene...
entel'im dantel'im; sen nereye gidiyorsun yine yahu? dur iki dakka. daha sulu zırtak bir aşk yazısı bile okuyamadık üstelik...
mahallenın delısı adına ıadelı taahhutlu bır mım varrrr, kabul etmek ısterseeee...
berrin; eder tabi etmez olur mu, pek güzelmiş hem bu seferki mim, heveslendi şimdi =))
Yorum Gönder