Pazar, Ağustos 24, 2008

tuRuncu biR tespit




Bir adam arabaya binip otoparktan trafiğe çıktıktan sonra, kapıları "klik" kilitliyorsa, hiç düşünmeden tavlamalısın o adamı demektir.



Bir adam (aynı adamdır bu muhtemelen) gece geç vakit eve bıraktıktan sonra apartmana girene kadar kapıda bekliyorsa seni artık o adama en kısa sürede nikâh yapmak icap eder. Eğer sizden önce birileri çoktan nikâhlamadıysa tabi…

11 akıllı çıkaramadı:

Adsız,  25 Ağustos 2008 10:36  

kapıdayı beklemeyi anladım da "kapıları kilitliyor diye" niye onu anlamadım. bak şimdi mel gibsının kadınlar ne ister filmi geldi aklıma durduk yerde.

kıyak 25 Ağustos 2008 12:40  

Adam kapıyı kilitler çünkü kadın kişiliği değişkendir her an basıp gidebilir.
kilitleme, ''gidip-gitmemek'' durumunda kalan kadının bocalamasına ve tekrar düşünüp gitmemesine yol açar.

Adam, apartman kapısında
kadının ''kahve içermisin''? sorusuna cevap verebilmek için bekler.
1 ihtimal yani.

Kadın aşık olduğunda, reel düşüngeçleri zayıflar ve durum idraki zamanla sıfıra iner.
ki bu erkekler için de geçerlidir.
aşk insanı değiştirir. düşüngeçsizlik insanı güzelleştirir...

gregor samsa 25 Ağustos 2008 13:21  

kapının kitlenmesinin sebebi: yolda kapkaççı olur, ışıklarda para dilenen şarapçı olur, camı silen çocuklardan olur birinin ani saldırısına kurban gidip karizmayı çizdirme korkusudur. yoksa güvenlik peşine düşmüş kızı düşünen adam değildir o kapıyı kitleyen. tırtın önde gidenidir yani.

apartman kapısında bekleyen adam ise kıyağın dediği gibi "kahve bekler"
bi de büyüklerinden "beklersen puan alırsın" ı öğrenmiştir. puan almak için bekler.

turuncu tespitlerin yanlış ama evlenmek için bahane arıyorsan bunlara gerek yok :)
evleneceğin insanı bulmuşsan zaten onun osuruğu bile farklı kokuyordur zaten :P

Adsız,  25 Ağustos 2008 13:26  

senin bu araba takıntınla n'apcaz kuzım biz?

mahallenin delisi 25 Ağustos 2008 13:40  

rehav@; kadın milleti işte, nereden ne bulup çıkaracağı hiç belli olmuyor.

kıyak ve gregorsamsa iyi ki varsınız yoksa kurdun kuşun elinde yem olurdum ben valla. yalnız "kahve bekler" konusunda ikiniz de yanıldınız, üzgünüm

kıyak; kapıyı kitleme işinin gitmemek kararını büyük ölçüde etkilediğini hiç farketmemiştim. güvenlik falan hikaye hakkaten.

bi'de ben düşüngeçlerimi aldırmak istiyorum, illa aşık olmak mı lazım bunun için, başka yolu da var mıdır? bi'aydınlatıversen.

gregor; bütün hayallerimi yıktın ya! ben de "yaşasın güven veren bi'adam buldum tra lala" diye sevinmiştim ne güzel.

gelelim "kahve bekler" konusunaa, hala ailesiyle yaşayan bir fani olarak karşımdaki adamın böyle bir beklenti içine girmesi süzme salaklık olur. öte yandan beni kapıda bekleyen, osuruğu bile güzel kokan beyaz atlı prensim değil, efendiden bir taksiciydi sadece =(

isimsiz; "kuzum?", "kızım?"
ve hayır ben takıntılı bir insan değilim!

kıyak 25 Ağustos 2008 15:35  

Düşüngeçsizlik = Nirvana...
Ben öğretemem çocum.
Yanılıcaksın, aldanıcaksın, üzüleceksin, kendini korumak için saldırıcaksın, utanıcaksın, utandırıcaksın vb...
gördün mü?
bunların hiçbirinde taksideki adam yok!
bunların hepsi tek kişilik.
zaten bunları yaşadığında yaşlanıcaksın.
o zaman da tüm bunları umursamıyacaksın...

No More Virgilius 25 Ağustos 2008 18:17  

Adam cidden doğru adam, ama acaba kadın doğru kadın mı?

(hadi bakalım)

joone 25 Ağustos 2008 18:49  

yok adam da doğru adam değil... o kapıda bekleme sonsuza dek sürecek bi alışkanlık değildir muhtemelen.....

mahallenin delisi 25 Ağustos 2008 22:02  

kıyak; anlaşıldı. tek öğretmen aşk bu durumda. daha aşılması gereken ne çok yol varmış meğer...

no more virgilius ve enteldantel;
ya tamam küçücük aklımla bir tespit yapayım dedim, beceremedim. ama siz kocaman insanlarsınız nasıl çelişkili yorumlar bunlar böyle!
dahası ikinizin lafına da ayrı ayrı itibarım var. entel'cim sen söylediysen hiç kurcalamam doğrudur. virgilius senin de erkekler konusunda enfes tespitlerini okuyorum çoğu zaman. şimdi sen erkek gözüyle böyle diyorsan vardır elbet bir bildiğin... çıkamadım işin içinden doğrusu.

neyse sırf arabaya, arabadaki tutumlara bakarak "doğru adam" tespiti yapmak mümkün değilmiş. en azından bunu öğrenmiş oldum. eksik olmayınız.

beenmaya 26 Ağustos 2008 11:07  

kaldı mı peki böylelerinden kaldıysa haber ver bari :))

mahallenin delisi 26 Ağustos 2008 11:34  

beenmaya; hah ben de onu demeye çalışıyordum aslında. kalmadı böylesi şekerim. nerdee öyle "kahve" beklentisi olmadan apartmandan girene kadar bekleyen adamlar...

doradoraa [at] gmail [nokta] com

ne güzel demişleR

deli saçması

  © Free Blogger Templates Blogger Theme II by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP