uykulu mavi
Yazmam gereken 2 maili ve bir mektup var. Mektuba biraz daha zaman var aslında ama o arada bir de kart yazmam gerekiyor. Tabi önce gidip kartı almam gerekiyor. Eskiden Eminönünde Kadıköyünde falan böyle duvarlar boyunca uzanan kartpostalcılar vardı sahi. Bayramlarda falan tıklım kalabalık olurdu çevreleri. Şimdi aradığım kartpostalları nereden bulacağım hakkında hiçbir fikrim yok. Bi’gün işten erken çıkıp enikonu kartpostal aramam gerekiyor. Ayrıca yine bi’gün haftasonu giyeceğim elbisenin altına ayakkabı almak için erken çıkmam gerekiyor. Ve ayrıca ben bugün, dün akşam içtiklerimi koca gün boyunca sindiremeyip mide ve baş ağrısıyla gezdiğim için 2 saat erken çıktım. Aferin bana. Ne gerek var Pazar günü, hem de gündüz gözüyle o kadar içmeye hâlbuki. Bi’kere ertesi gün iş var. Hadi onu da geçtim bi’gün önce kandil diye içmeyip ertesi gün küp gibi içmenin manası ne? Kimden neyi saklıyor kimi kandırıyorsun acaba? Kendimi kandırmakla daha doğrusu uyutmakla geçiyor hayatım. Neyse sorun bu değil. Sorun ne ayakkabı giyeceğim. Bir iş yemeğinde ne kadar kokoş olmalıyım kestiremiyorum aslında. Bi’kere aslında bu bir iş yemeği de değil. Geçen ay gösterdiğimiz üstün(!) başarıyı kutlayacağız takım olarak. Ben, şahsen, bizzat kendim sondan ikinci olsam da ekibim 1. oldu allama bin şükür. Ben çıkarken Taksim sütliman’da fasıl planları yapıyorlardı, karar ne oldu acaba? Taksim demişken Balans’ın hemen yanında Quba diye bir yer var. Korkunç fena. Arkadaş hatrına çiğ tavuk yemek daha makul bence… Ya da bu kadar ön yargılı olmamak lazım, belki de salsa geceleri gerçekten anlattıkları kadar eğlencelidir. Bu arada “empati” anlattıkları kadar eğlenceli ve/veya heyecanlı bir kitap değil. Yok efenim elimden bırakmadan 1 günde okuyacakmışım falan. 15 gündür sürünüyor koca kitap çantamda. Ben bütün olayı 150. sayfa civarında çözdüm bi’kere. Ben de bi’empatım çünkü. Henüz insanların düşüncelerini bükemiyor olabilirim ama öyleyim. Bunca rengi neremden uyduruyorum sanmıştın sen? Şimdi sadece arka kapaktaki “ya da gözlerinizi oymak gibi çılgınca bir şey yapabilirsiniz” cümlesi için bitirmeye uğraşıyorum 639 sayfayı. Yani o en baştaki kör adamın olayını çözdüm mü bir satır daha okumam. Umarım en sona saklamamışlardır bu sırrı. Ve hayır olasılıksız’ı okumadım. Kör adamın olayına çözene kadar bana “oha!” dedirtecek bir olay ve/veya cümle olmazsa okumam da. Şu sıralar yine “büyücü” damarlarım kabardı. Bu kitabı herhalde 2 yıldır falan hala okuyamadım. Çok zor bi’şi sanki gidip almak. Ama ondan önce mutlaka okumam gerektiğini bana düşündürtmüş ve de adını hayatımda ilk kez duyduğum 2 yeni kitap var. Online sipariş vermezsem onlarda yalan olur, elimi çabuk tutmam lazım bu konuda. Elimi çabuk tutmadığım için kaçırdıklarımı düşündüm de… Vazgeçtim, cehalet mutluluktur azizim.
—Aziz kim şekerim?
—Kandaki alkol hala sınırda herhal. Git biraz daha su içte çalışsın böbreklerin.
—Akşam aziz’e de şeref’e gülüyordun ama.
—O akşamdı. Hem ay tutulması vardı, ondan hepsi.
— Cumartesi gecesiydi o.
—Hadi anam, hadi gülüm daha yazılacak mailler var
—Bende bu yüzden buradayım zaten. Bak saat 00:14 olmuş, sen iyisi mi yat artık.
—Yatayım di mi?
—Tabi tabi, geç bile. Hadi yavrum. Bak yatağın nevresimleri de yenilenmiş. Oh missss.
—Evet, yatayım ben. Ama mail…
—Hadi iyi geceler, kovalasın seni tavşanlar…
—Öyle diğildi o bi’kere
—O son tekilayı da atalım bünyeden düzeltiriz şekerim. Hadi yatağa şimdi, selametle…
5 akıllı çıkaramadı:
sahi nasıldı o tebrikler. yüzlerini unuttum ama içeriği bellettikleri gibi belleğimde hala.
bayramınızı en içten dileklerimle tebrik eder, sağlık, başarı ve mutluluklar dilerim.
bayramın şimdiden kutlu olsun :P
bana bak deli benim kitabı unutma hışmıma uğrarsın sonra. ona göre :)
kartpostal koleksiyonum vardı misler gibi de yalan oldu sonra teknolojiye yenildi sanırsam :(( yav herşey eskiden daha mı güzeldi ne...
rehav@; bana her gün bayram efenim. (teoride tabi=)) bir fırsat bulursam elimdeki kartlardan bir kısmını yayınlarım belki. eski beylik kutlama cümlelerini de yad etmiş oluruz hem.
hüseyin; eeöö? kitap? hışım? como agua para chocolate? pardon bayım tanışıyor muyuz biz?
hayatta mısınız siz?
beenmaya; aa benimde vardı. bi'kısmı bir taşınma olayında annemin hışmına uğradı (o her ne kadar nakliye şirketini suçlasa da ben biliyorum onun imha ettiğini=)) elimde kalanlar en süslü pullu, çam ağaçlı yılbaşı kartları falan.
şimdiki zamanın da başka türlü güzellikleri var diyelim ve hiç girmeyelim "ahh o eski ramazanlar, eski bayramlar" mevzuuna bence =) zira çıkabileceğimi hiç sanmıyorum.
Yorum Gönder