Perşembe, Temmuz 26, 2007

mavi-beyaz

Yok, ben yine tozuttum, aklım başımdan gitti, (söylemedim kimseye ama bi’ara gelmişti aslında) gerçi bu sefer yakınlarda çok uzaklaşmadı, geçtiğimiz hafta içinde bir Avrupa seyahati planladı ve yaptı. Şimdi de yalnız yaşayacağı yeni evini dekore etmekle meşgul. Ne ayrıntılar ne ayrıntılar. İşe yarar hiçbir iş için kullanamıyorum şu günlerde zihnimi. Boynuma kocaman bir “Out of order” tabelası asmak istiyorum. Hatta şu avatar resmimden bir tişört bastıracağım bu yakınlarda, arkasına da bunu mu yazdırsam acaba?

Bi‘de bu sefer, diğer zamanlardan ilginç olarak toptan gitmiyor, gideceği zaman. Bi’gidiyor, bi’geliyor, bi’gidiyor, bi’geliyor. Ne zamanlarda gittiğini söylesem inanmazsın ama nasıl olsa hali hazırda mahallenin delisi olarak atmaktayım imzalarımı, bence hiç sakıncası yok. Aha! (ya ben konuşurken hiç kullanmam bu ünlemi, burada fena halde yazasım geldi) Ahanda bu şarkıyı dinledikçe yok pardon klibini izledikçe hoooooppp diye gidiyor aklım başımdan.

Zaman mekân kayboluyor tek bir sahne geliyor gözümün önüne. Günlerdir istisnasız bu şarkıyı her izlediğimde aynı şey oluyor. Hayır bir insan rahatsız edilmeyeceğine emin olduğu her 4 dakika 22 saniyede önce youtube’u sonra hoparlörlerinin sesini sonuna kadar açar da bu şarkıyı mı dinler? Hadi dinler diyelim sıkılmaz mı bıkmaz mı? Bak Romeo’ya da bayılıyordum, sıkılmaya başladım bile, iyice bıkmayım şarkıdan diye dinlemiyorum bu ara onu. Ama Cumhuriyet öyle mi, klibi izledikçe izleyesim geliyor. Daha ilk notalarını duyar duymaz bambaşka bir yerlerde buluyorum kendimi.

Yalın bey Açıkhava’da konser veriyor. (hayal dediysem desteksiz değil, 29 temmuz’da Açıkhava da konseri var kendisinin) Ben de konsere gideceğim ("al bileti git" diyenlere peşinen cevap, yalnız gitmek değil derdim) Hazırlanmışım evden çıkıyorum, sevgilim gelmiş kapıya beni almaya, beklediği içinde kızmış surat yapıyor ("e al biletini, tak sevgilini de koluna git ne hayal kuruyorsun" diyen varsa kendisini kulaklarından tavana asacağım, uğrasın bi’ara bana) Neyse biniyoruz arabaya ama paşam kızmış bi’kere beklediği için. Hiç pas vermiyor bana. Nasıl şımarsam da kendimi affettirsem diye kıpır kıpır kıpırdanıyorum ama hiç oralı değil. Arabayı bırakıyoruz (araba olmasına gerek yok aslında bu hayalde, iett otobüsü minibüs bisiklet hiç fark etmez, yeter ki gelsin alsın beni =)) Sıraya giriyoruz, içerde yerimizi buluyoruz, bu arada elimi tutuyor yol açıyor falan ama tamamen formalite, suratı hala sirke satmakta. Oturuyoruz yerimize Açıkhava’nın o konser öncesi uğultusu var. “Pardon”lar, “sizinki bir yan koltuk galiba”lar, minik kahkahalar havada uçuşuyor. Fırsat bu fırsat deyip önce en gerçekçi ses tonumu ve ifademi takınıyorum “Tamam söz veriyorum bir daha böyle uzatmayacağım hazırlanma faslını, bu sondu. Keyiflen artık” diyorum. “İnanayım mı?” der gibi bakıyor, ama kızgın değil bakışları. Bu sefer şımarık versiyonum giriyor hemen devreye “Bak 4 ağustos’ta da Candan Erçetin var, onun biletlerini al, 1 saat önceden hazır olmazsam huni takıp gezerim ortalıkta” diyorum. Kurnazım ya bi’taşla iki kuş vuracağım. Kocaman sırıtıyor “şımarık seni!”. Hemen kolunun altına giriveriyorum. Serin bir rüzgâr esiyor, hafifçe saçlarım uçuşuyor yüzüne doğru..

Tam bu sırada Yalın çıkıyor sahneye. “Çok heyecanlıyım efenim geldiğiniz için teşekkürler” gibi beylik cümlelerle selamlıyor dinleyicileri ve başlıyor şarkıya:

kalbimin orta yerinde bu nasıl bir cumhuriyet

seninki nasıl bir hâkimiyet ben anlamadım

kısmını Yalın’la birlikte ben de söylüyorum. Tek farkla; o koca Açıkhava tiyatrosuna söylüyor ben sevdiceğimin kulağına fısıldıyorum. (hoş kalbimde böyle bir hâkimiyet söz konusu olacaksa ben meritokrasiyi tercih ederim ama ortamı bozmanın anlamı yok şimdi) Yüzünde hafif gururlu, çokça keyifli bir gülümse beliriyor. Çok geçmeden benim kulağımda onun sesi var:

aşk mısın dert misin yoksa canına susamak mı benimki

hayatı kovalamak mı dörtnala bu evden...”

"Hiçbir zaman aşk olamadım herhalde ben. Olsam böyle olmazdı bugüne kadar, ancak dert olabiliyorum galiba" diye düşünmüyorum bile, O’nun kollarındayım ve mutluyum o anda. Gelirken yolda yaşadığımız gerginliğe istinaden “derdim ben, dert açarım başına” diyorum, kızıyor gözleriyle bana, şarkıdan, esen ılık rüzgârdan, Yalın’dan bağımsız, “sen benim hayatımda ki en güzel şeysin” diyor. Ya da kelimelerle oynama zevkine göre bambaşka bi’şey. Bir de kaçamak öpücük çalıyor...

15 yaşında kızların günnüklerine döndü iyice burası. Hayır romantik bir insan da değilimdir, (öyle olsa geç kaldın kavgasıyla mı başlarım hayale) diğerleriM size sesleniyorum, hanginiz yazıyorsa bunları çıksın ortaya?!

Zaten şarkı bitti yine. Aklımı başıma almam lazım tekrar, gerçek hayat geri dönmeliyim hemen şimdi.

4 akıllı çıkaramadı:

cesur kedi 26 Temmuz 2007 21:20  

Ah M.D ahh :D
ne uyanik seysin sen ya, candan biletlerini al bak 1 saat once hazir olurum cumlesine koptum. hem kel hem fosul olayi :D

En guzel ask hic yasanmayan belki de yasanmayacak olan asktir ve en guzel ask hayallerde olandir bence.. neyse bu tartisilasi bi konu degil ki.. herkes hissetmese bile inanmak istiyor asik olduguna vs. vs..

Inanmicaksin ama gecen haftalarda ben de avrupa seyahati planladim gittim geldim hayallerimde :D
Ayni burctan olmamiz hasebi ile marsin bilmem kacinci odasinin ayin uzerindeki etkisi altinda kalmis olmayalim :P

mahallenin delisi 26 Temmuz 2007 21:25  

@elif: iyi demişsin valla, en güzeli hayallerde olanı...

ben de sana inanmayacağın bi'şey söyliyim, senin saçalrını kırptırdığın gün ben de kuafördeydim (aynı sebepten) ama bana kesim yapacak eleman ortalıkta olmadığından kös kös geri döndüm. yani neredeyse aynı gün saçları kırpmış olacaktık =D

bi'şeylerin etkisinde kaldığımız kesinde...

cesur kedi 27 Temmuz 2007 09:45  

canim benim ya ..
M.D'cim senin tam olarak dogum gunun neydi?ay ve gun olarak yanii.. yoksa sen yillar once bana oldugu soylenen ikiz kardesim misin? nolamaz :D

mahallenin delisi 27 Temmuz 2007 23:42  

@elif'im, kardeşim, nihayet buldum seni ama ikiz değilmişiz, günleri tutturamadık =)

amma velakin kova burcu kardeşliği diye bi'şey var dünya literatüründe.

kardeşim benim!

doradoraa [at] gmail [nokta] com

ne güzel demişleR

deli saçması

  © Free Blogger Templates Blogger Theme II by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP