koklaşmak...
Gaykedi 3 gündür kokularla ilgili yazıyordu. 1 2 3 Ben de bu vesileyle ne zamandır toparlamak istediğim kokuyla ilgili notlarımı toparlamaya karar verdim. Bir dönem ben de kokuların nasıl olup da bu kadar unutulmaz olabileceğine takılmış, bunun üzerine bi’şeyler okumuş, 3-5 not almıştım.
Notlar çok dağınık olduğundan giriş-gelişme-sonuç şeysine uygun bir yazı yazamıyorum maalesef (buna denedim ve fakat beceremedim)
Buyurunuz efenim koku ve parfümün tarihçesi ile ilgili bilgi kırıntıları:
- Kokunun algılanmasında burnun %5 rolü olduğunu geri kalan %95lik işlemin beyinde gerçekleştiğini biliyor muydunuz? Yani aslında beynimizle koku alıyormuşuz!
- Koku hücreleri 45 günde bir kendi kendilerini yeniliyorlar, hiç yaşlanmıyorlar.
- İnsan 0–20 yaş arasında kokuları genel olarak hafızasına yerleştiriyor ve bunları bir daha asla unutmuyor.
- Üstelik tüm bu kokularla ilgili fikirleri de değişmiyor. Yani;
- Bir kokunun iyi mi kötü mü, tatlı mı acı mı, güzel mi çirkin mi olduğu tamamen anılarımızla, deneyimlerimizle alakalı.
- Koklama hücresi, duyumsal nöronlar olarak tanımlanır ve dış ortamla temasta bulunan yegâne nörondur.
- Bu hücrelerin sayısı insanda 6 milyon kadardır, köpekteyse aşağı yukarı 36 katı kadar (216 milyon) koku hücresi bulunur.
- Koklama eşiği de insanlarla hayvanlar arasında büyük farklılık gösteriri. İnsanın sarımsak kokusunu algılayabilmesi için 200 molekül gerekirken köpek için 30 molekül yeterlidir.
- Parfümün tarihi ise ateşin bulunmasıyla başlıyor. Ateşle birlikte yükselen kokuların kişileri Tanrı’ya yaklaştırdığı ya da Tanrı’yı sakinleştirdiği inancı hakim.
- Kokulara alkol karıştırılarak; özgürmüş gibi serbest bırakmak ama kaçıp gidemeyecek şekilde tende hapsetmek hüneri ise ortaçağ’da ortaya çıkıyor.
- Dönem Avrupa’sında Hıristiyanlık toplu yıkanmayı yasaklıyor, 16.yyda tüm halka açık banyolar kapatılıyor. Suyun deriden içeri girerek kan dolaşımını bozacağı inancından ötürü yıkanmak suç sayılıyor. Kötü kokuları örtmenin tek yolu ise parfüm.
- Bu yasaktan dolayı koku kullanımı o kadar artıyor ve çeşitleniyor ki, 15.Lui’nin hükümdar olduğu yıllarda Fransız Sarayı “koku sarayı” olarak anılmaya başlanıyor.
- 1770’e gelindiğindeyse İngiltere çıkardığı bir kanunla kadınların erkekleri parfüm kullanarak baştan çıkarmalarını yasaklıyor.
- Bugünse parfümler isimlerini çağrışımlardan, hazlardan alıyorlar. Artık özel tasarımcılar tarafından hazırlanmış büyülü şişelerde baştan çıkarıcı olmanın “hayali” satılıyor.
- Parfüm temel olarak 3 hammaddeden imal ediliyor. Bitkisel, hayvansal, sentetik hammaddeler. Bitkisel olanlar, reçineler, çiçekler, meyveler, kökler, hayvansal olanlar, misk, amber.
- Kaliteli bir parfümde ortalama 700 madde öz kullanılıyor. Maestro ise elbette alkol. İçinde ki alkol oranına göre sıralarsak; parfüm concentre > eau de parfum > eau de toilette > eau de cologne > after shave. Konsantre parfümün içine alkol katıldıkça yani saflık azaldıkça kalıcılık da azalıyor.
- Bugün dünyada parfüm sektörünün beyni “nose/burun” diye anılan 50 kişi. Burunları milyon dolarlara sigortalı. 100.000 den fazla kokuyu ayırabiliyor, 4000 kadarını akıllarında tutuyor ve zihinlerinde farklı koku bileşimleri tasarlayabiliyorlar.
- Her parfümde; üst nota, kalp notası ve dip notası olarak tanımlanan 3 bölüm bulunuyor. Üst notalar; parfüm ilk sıkıldığında yaklaşık 5 dakika boyunca alınan uçucu kokular. Kalp notası; birkaç saat dayanabilen çok uçucu olmayan ve parfümün arzu uyandıran bölümü, üst notaların hemen ardından duyulmaya başlanıyor 20 dakika–1 saat boyunca duyulabiliyor. Dip notalar ise; parfümün en uzun süre kalan kısmı, tende 6–8 saat duyulabilen ve parfümün kişiliğini yansıtan kokular.
"Işıkları söndürdüğümüz zaman, dünyanın en güzel kadınına ne olur ?
Onun gözlerini, makyajını, saçlarını göremezsiniz.
Geriye ne kalır ?
Onun dişiliği ve
parfümü..."
- Jean Paul Guerlain -
4 akıllı çıkaramadı:
bilgilendirici başlayıp, oldukça etkileyici bitirmişsin..
:))
koku deyince.. aklıma ilk ve son gelen.. bir pazar gecesi.. haydarpaşa'da trene binmeden önce.. sevdiğim adamı öpüp.. ama neden bilemem.. koşarak geri dönüp.. adını söyleyip.. yanına koşmam.. ve kokusunu içime çekip.. o trene binmem gelir aklıma... ve nerden gelirdi aynı aklıma.. onun on olacağını.. ve o kokunun aklımdan çıkmayacağını..
@ruki; hani bilgilerin akılda kalıcılığı sağlamak bakımından şeetmiştim ben =D
@enteldantel; ah o akıldan çıkmayan kokuların sahipleri; kokuları gibi kalıcı olsalar keşke hayatlarımızda...
hımm.. cidden oldukça kalıcı oldu ;)
Yorum Gönder