Perşembe, Eylül 25, 2008

mutsuz mavi :'(

Bu ne ya! Bu aynadaki ben miyim?! İğrenç!

Tek kelimeyle iğrenç! Nasıl kıydım ben o güzelim saçlarıma alla’m. inanamıyorum kendime! Ne işim var benim o kuaförde tekrar? Daha geçen sefer kırıklarını alacakken bir karış kesti diye sinir olmuştum zaten. Şimdi kes dedim, kafam da saç bırakmadı beceriksiz.

Ya valla oturup ağlayacağım şimdi. Oğlan çocuğundan beter oldum ya! Of off off. Zaten yeterince mutsuzdum şimdi çok mutsuzum! Millet depresyonda diye saç kestirir ben saçımı kestirdim diye depresyona gireceğim. Hatta tam şu anda girdim.

Ghosttaki demi moore gibi olmuşum diyecektim ki demi moore’un o saçları benim 2 ay sonraki halim falan olabilir ancak. Ya, bu bu bu…

KORKUNÇ!!!

İyi bir kuaför bir kadının sahip olabileceği en büyük nimetlerden biri. İyi bir terapistten bile öenmli. Bunu oldukça acı bir şekilde öğrenmiş oldum böylece. Bir önceki saç kesimine neden 70 lira verdiğimi, o zaman ne kadar doğru bir karar vermiş olduğumu bir kez daha anladım. Cimrilik edersen böyle korkunç saçlarla aylarca gezmen gerekiyor. Bundan böyle değil 70 lira 170 lira deseler umurumda değil. Ama ne yazık ki artık kestirecek bir saçım yok. Ya of n’aptım ben ya?!

Bi’de eve gelince annemin iğnelemesi vardı ki… Be kadın benim suratım sirke satıyor zaten görmüyor musun bi’de tutup “15 yaşında çocuk gibi davranıyorsun, can sıkıntısından n’apacağını şaşırdın artık” demenin ne manası var. Daha babam görmedi üstelik! O da kesin sağlam bi laf sokacak! Of of.
Hızlı saç uzatmanın yolu nedir, her gün yıkasam, çabuk çabuk uzar mı?

Of bi’de bayram var, yılda bi’kere zorla gördüğüm gerekli gereksiz bir sürü insan bu halde görecek beni! Of of of!

O kadar kısa ki, düzeltmek için başka kuaföre gitsem, “sen bunun üstüne bi bardak soğuk su iç, biraz uzamadan hiç bi’şey yapamayız” diyecekler bana biliyorum. Ya ben hayatta sevmem bu kadar kısa saçı. Nasıl yaptım böyle bi’şey?

“bu yaşta yapmayacaksın da ne zaman yapacaksın?” sanırım ben bu cümleyle bi 5 yıl daha bir sürü abuk sabuk şey yapabilirim. Geçti kızım o yaşların alooo?? Annen haklı 15-16yaşında olabilir belki ama insan 25 yaşında oğlan çocuğu gibi saç kestirmez! Ya çok mutsuzum ya!

Daha bi’de yarın iş yerinde “aaa ne yaptın?”larla, zorla “eıı güzel olmuş, yakışmış”larla falan muhatap olacağım! Neyse ki yarın free friday. Kot giyince idare eder belki biraz. Sonra 8 gün tatil. 8 günde uzar di mi saçlarım?

Ne 8 günü be! 1 yıldan önce adam olmaz bu saçlar. Mümkün değil. Olsun benim saçlarım hızlı uzar, 3 ayda yani yılbaşına kadar normal bir genç kıza benzerim sanıyorum. Umuyorum yani.

- Eee tamam yeme kendini. Oldu bi’kere. Ders olsun bu sana.
- Böyle ders olmaz olsun ya. Ben ilkokuldan beri bu kadar kısa saç kestirmemiştim.
- Ay evet, hatırlıyor musun ortaokulda saçların uzarken Murat amma çok alay etmişti seninle.
- Off, sus ya! Hatırlatma! Demek ki 3 yıl sürmüş adam gibi bir boya gelmesi! Lise1 de fönlüyordum hatırlıyorum.
- Hımm evet aşağı yukarı.
- Ve o zamanki saçım bu kadar kısa değildi üstelik!
- Neyse artık napalım? Yapacak hiç bi’şey yok. Yalnız bak hepsini toptan kırmızıya boyatma fikri bence hiç iyi bir fikir değil.
- Hiç bi’şey bilmiyorum şu anda. Ya hadi ben aynaya bakmadan da yaşayabilirim, peki böyle iğrenç bir halde nasıl insan içine çıkacağım?
- Ya saçını ilk kısacık kestiren sen değilsin ya, abartma, kökü sende uzayacak elbet.
- Bu demektir ki 3 yıldan önce evlenmem de mümkün değil.
- N’alaka anlamadım ama 3 yıl içinde evlenmek gibi bir planın yoktu bildiğim kadarıyla?
- Yoktu da, gelin topuzu diye bi’şey var şekerim. Artık istesem de evlenemem 3 yıldan önce =)
- Zaten 3 yıldan önce teklif eden biriyle karşılaşacağını da sanmıyorum ben bu halde.
- Böğüüüüüüü, çok çirkinim di mi?
- Ya dur ağlama, sen öyle gülünce şaka yaptım ben de Bak peruk var, postiş var, tıpta bir sürü yeni çareler var ağlama dur!

Mutsuz ve çirkinim evet.

10 akıllı çıkaramadı:

kNtli 25 Eylül 2008 20:03  

haklisin bi terapist kadar etkisi var kuaförlerin.. Şimdi ne söylense boş sana Mühim olan senin o saçlar altında mutlu olmaman.. Dilerim çarçobuk uzar.. Uzadığı zamanlar için bi tavsiyede bulunabilirm ama Canın sıkılıp kuaföre gittiğinde bi anda kısacık kestrmek istersen eğer sadece üst kısımlarını kestir.. Arkalari uzun kalsın.. hem farkli olur ve bu farklilik seni mutlu eder hem de hala aynada bakabileceğin uzan saçlarin olur.. Ben denedim güzel oluo:)

mahallenin delisi 25 Eylül 2008 20:08  

kntli; gayet güzel bir tavsiye aslında. önümüzdeki 3 yıl içinde bunu değerlendireceğim mutlaka =) uzatmak için en hızlı ne yapabiliriz şimdi ona bakmak lazım bol bol...

beenmaya 26 Eylül 2008 10:01  

ne çeşit bir hatunsam artık kuaförlerle aram hiç iyi olmamıştır. belki de içten içe böyle bir korku taşıyorumdur kimbilir. ne diyim geçmiş olsun sana. ama o kadar da kötü düşünme be senin her halin güzeldir :))

faik murat unel 26 Eylül 2008 12:21  

Sprite reklam sloganını hatırlatmak isterim. "İmaj hiç birşeydir, susuzluk herşey." Değiştiremeyeceğiz olaylarda eylenmene bak ve işi zamana bırak.

mahallenin delisi 26 Eylül 2008 13:31  

beenmaya; valla bazıları gerçekten çocukların kabuslarına girecek kadar korkunç olabiliyor. bundan sonra sevmediklerime "kötü kuaföre düşesin inşaalah" diye beddua edeceğim =)

fait murat; öyle tabi =) kafamın içindekiler değişmedikten sonra üstündekilerin değişmesi hiç bi'şeyi değiştirmez aslında. ama hatun milleti işte, hayıflanmasa olmaz.

nautilus 26 Eylül 2008 14:32  

acaba aynı kuaföre mi gidiyorduk senle? 70 ytl deyince:)) sen benim yıllar evvel kaybettiğim ikizim misin yoksa
http://deepoceania-nautilus.blogspot.com/2008/08/batan-yarattt.html

mr.paradise 26 Eylül 2008 23:48  

Nedir bu delinmin günlüğü bi bakayım dedim ve haketten deli olduğuna karra verdim :) Psikoloğumdurda ayıptır söylemesi :)

mahallenin delisi 27 Eylül 2008 20:39  

nautilus; ah kardeşim, nihayet kavuştuk mu dersin!?
ama bi'şi dicem sen o yazıda uzun saçlı bir M. den bahsediyorsun. benm 70 liralık kuaför kel bir S.ydi =)) bi'karşıklık olmasın sonra =P

cool; zaman zaman deli, zaman zaman normal, hiç belli olmuyor orası valla. ama bir psikolog olarak deliliği iyleştirecek bir tavsiyeniz varsa dinlerim tabi seve seve =D

mr.paradise 27 Eylül 2008 21:02  

Hastalığın tedavi için marazın tesbiti şarttır küçük hanım :) Söyle bakalım nedir derdin :D

mahallenin delisi 27 Eylül 2008 21:06  

cool;aman efenim hasta mahremiyeti diye bi'şey var. buralarda olacak işler değil bunlar. hani teşhis koydum demişsin ya o bakımdan şeettimm tavsiye diye. yoksa delilik gayet keyifli bence =)

doradoraa [at] gmail [nokta] com

ne güzel demişleR

deli saçması

  © Free Blogger Templates Blogger Theme II by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP