Perşembe, Kasım 13, 2008

ben mavi, sen?

Sevgili okur, (bak havaya girdim okur diye hitap etmeler falan)

Her ne kadar feedburner takipçileri 70 kişi gösterse de biz şurada 30-40 kişi kafamıza göre takılıyoruz. Daha doğrusu ben takılıyorum, sen gelip karıştırıyosun =P

Blog alemi için uzun sayılabilecek bir zamandır yazıyorum ama reytingle, bilinirlikte, link değişimiyle, günde kaç kişi gelmiş, bugün niye azalmış dün niye çokmuşla hiç işim olmadı, hiç.

Tamam ilk zamanlar seyirciye oynadığım olmuş olabilir ama kendimi bulana kadar normal değil mi yazıda tarz arayışları?

Tamam statcounter'ı her gün mutlaka açar bakarım ama kaç kişi gelmiş diye değil, kim gelmiş diye. Sağolsun gelen giden hemen hemen herkes kendi sayfasındaki bağlantıdan geliyor. E bazılarını da yazdıkları yorumlar vesilesiyle işletim sistemidir, çözünürlük ayarıdır, browser seçimidir falan ayırabiliyorum. ( aa sahii, Chrome’ye geçenler parmak kaldırsın daha 1 kişi tespit edebildim =)) Küçük de olsa bir kısımda statik IP kullanıyor.
Arada 3–5 akıllı da google’dan düşüyor abuk sabuk cümlelerle işte. Yani biz bizeyiz burada isim isim bilmesem de girenden çıkandan haberim var çok şükür. Ama bu 1 haftadır n’oluyoruz anlamadım…

Yazmıyorum da doğru dürüst. Gerçi bu durum güncellenme sıklığıyla alakalı değil. Birisi yeni keşfetti ve enikonu karıştırıyor. Hayır işin fenası geçen Perşembe günü grafiğini o hale getiren şirketten birisi! (ki yeşiller sayfa görüntülenme sayısını, mavilerde “bitanecik” ziyaretçilerimin sayısını ifade ediyor)

İşe girer girmez yaptığım ilk şeylerden biri IP kontrolüydü. Statik olmasını bekliyordum da, şirket ismi kısmı önemliydi. Neyse tespit ettim, etiketledim statcounterda. İsabet olmuş.

Akşam eve geldim bi baktım grafiğin şaftı kaymış yine birileri kurcalamış sayfaları, 'hayırdır kimdir' derken, kabak gibi “işyeri” etiketini gördüm ziyaretçiler arasında. "Ben bugün şirkette blogu açtım mı?" demeye kalmadı bir başka blogdaki linkten zıpladığını gördüm. Haydaa. Önce biraz sayfaları karıştırmış, sonra etiketleri sırayla okumuş. 2 saate yakın zaman geçirmiş, 3 saat sonra tekrar gelmiş, etiketlere kaldığı yerden devam etmiş.
Sonra ben pc başındayken birisi google’a “bir delinin guncesi” yazdı. İE7 yle giriş yaptı. Bu kez tarih sırasıyla okumaya başladı. Öyle 30 saniyede çevirmiyor sayfaları, en az 3-5 dakika takılıyor. Ben statcounter’ın başından an be an görüyorum tıkladığı ayları, ocak, şubat, mart... Hatta onunla birlikte ben de okuyorum o dönemde neler yazdığımı. Bu arada aldı mı beni bir telaş. 'Aha' dedim 'bu kesin gündüz şirketten giren' ortalıkta fotoğraf var mı, etiketlerde şirketle ilgili ofsayt bi'durum var mı, tongaya falan düşer miyiz, bir panik bir panik.

Bütün bunlar geçen hafta oluyor tabi. (Ben ikidir geçen hafta bugünü yazıyorum ya haydi hayırlara vesile... yarın da geçen hafta bugün ıssız adam'ı izliyordum diye yazarsam şaşırmam yani)

Velhasıl-ı kelam, gelip bu kadar karıştırıyorsunuz madem bi'yerlere bir yorum falan bırakın efenim, olmadı bi'mail atıverin. Huzursuz oluyorum böyle eni konu kurcalamalarla karşılaşınca. İn misin, cin misin, hırsız mısın, sapık mısın, beyaz atlı prensim misin bilelim diğ mi?

Bu vesileyle düşünüyorum da; yeryüzünde eğer bir beyaz atlı prens varsa, beni uykumdan öperek uyandıracak, kesinlikle bu günceden haberdar olmamalı. Yok arkadaş mümkün diil olmaz. Hiç iyi bi'tarafım yok ki benim burada, ne kadar defo varsa hepsi ortada anasını satayım. Bi'de hadi defoları gördü "beni böyle sevdi" diyelim ( bu da nasıl güzel bir yalandır ya) çok ciddi zaaflarım var benim burada. Hani çok çaktırmıyım diyorum ama yok ağbi, "hayır" diyemeyeceğim bir sürü şey yazıyor kabak gibi. Hele bi'de gizliden gizliye olanlar var ki, okurken anlaşılmasa da benimle bi'kaç gün geçirdikten sonra.. ohooo... Parmağında oynatır beni, ruhum duymaz valla.

Ya neydi konu, nasıl geldik biz yine buraya.
Hah, gelip karıştırıyosun madem bir ses ver sevgili okur. Merakta bırakma adamı. Bak yazamıyorum sonra, içimde birikiyor kaç gündür. Patlarsam fena patlarım yani o bakımdan.


9 akıllı çıkaramadı:

joone 13 Kasım 2008 21:50  

ben çok beyaz az kırmızı bir miktar da yeşilim bu aralar.. tabii her zaman tabanda siyah var...ben de az yazıyorum çok şey varken... son bie bahar var sanırım üzerimde.. az beklicem geçecek....

Ümit Kurt 13 Kasım 2008 23:39  

chrome ben olabilirim :)

kapat statcounter'ı bence ve hiç yorma kendini MD. insan komplo teorileri (t)üretmeye başlıyor zamanla bu statcounter zımbırtısı yüzünden :)

Milano desem, ne dersin bu arada :D

mahallenin delisi 14 Kasım 2008 00:11  

enteldantel; niye az kırmızısın ya, serkan seni eni konu kırmızıya bulamadı mı hala ;)
baharın sonu da geçinde kış gelecek ne güzel... her yer bembeyaz olacak.

ümit; yok valla hiç yormuyor beni artık statcounter. sayılardan arındım rahatım. sadece kim gelmiş diye bakıyorum ki güncemi karıştıranları bilmek benim de hakkım diğ mi?

bi'daha bi'daha derim =D

divadeiwob 14 Kasım 2008 11:31  

bize oynama.!.!

- tribünden bir taraftar

mahallenin delisi 14 Kasım 2008 20:02  

divadeiwob; saha benim, kale benim, top benim istediğim yere oynarım!

Ümit Kurt 14 Kasım 2008 23:09  

sorun sayılar değil zaten.

şu ip'den bakan kim acaba? bak şu yazımı da okumuş? bilmem ne kadar zaman geçirmiş blogda diye dert etmeler sorun :)

ben de bi daha diyorum, yakın bi zamanda ayarlayabiliriz umarım :)

ps. analytics kullanabilirsin, ip falan hiç yorma kendini bence ;)

mahallenin delisi 16 Kasım 2008 18:52  

ümit;analytics'e de bakıyorum tabi arada kaçar mı hiç =)

bu aralar biz pek bir yoğunuz, ilk fırsatta neden olmasın =)

Adsız,  26 Ocak 2009 03:48  

Velhasıl-ı kelam, gelip bu kadar karıştırıyorsunuz madem bi'yerlere bir yorum falan bırakın efenim, olmadı bi'mail atıverin. Huzursuz oluyorum böyle eni konu kurcalamalarla karşılaşınca. İn misin, cin misin, hırsız mısın, sapık mısın, beyaz atlı prensim misin bilelim diğ mi?

ben dukkana girip sadece bakiyordum diyenlerdenim. ama urunlerini cok begendim. sonra yine gelicem, belki bi iki tanesinden de alinti yapabilirim.

metin

mahallenin delisi 27 Ocak 2009 00:48  

metin; çok teşekkür ederim memnun oldum. hırsız olmadığınızı anlamış olduk böylece =))

bi'de alıntı falan olursa haberim olsun lütfen yani izin anlamında değil de, yabancı cümlelerin içine nasıl karışacak cümlelerim merak ederim ben.

doradoraa [at] gmail [nokta] com

ne güzel demişleR

deli saçması

  © Free Blogger Templates Blogger Theme II by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP