Pazar, Şubat 19, 2012

RenkleR hiç biteR mi?

Yeniden yazabilmek için, yeniden başlayabilmek için doğum günü güzel bir bahane olsa gerek.

Ve fakat bir günceye geri dönebilmek için, her daim özet geçmek gerek.

Nerede kaldığımı okumadım bu gece, kendi yazdıklarım bana çok yabancı, aklımda kalan yerden özetliyeyim, bakalım ne haldeymiş hayatım.

Amerika'ya gittim, New York - New Jersey kırsalında 8 ay yaşadım. Bir yandan burnumdan gelirken, öte yandan müthişti.
Nisan ayında, sevgilimle yaz aylarında evlenebilmek için geri döndüm.
Sevgilim tek bir lafıma kızıp benimle görüşmeyi reddettiği için, ağustos ayına kadar her sabah ağlayarak uyandığım, ağır bir depresyon geçirdim. Michigan State University'den fall için gelen kabul mektubunu spring dönemine ertelettim. İstanbul Üni'deki masterımı bitirmek için okula tekrar başladım. Sevgilimle yeniden barıştık, o iş buldu. (Benim yüzümden işsiz kalmıştı.)
O arada sanırım 2 bayram geçti, ikisinin de sabahında evde kavga vardı.
Amerika'ya dönmeyip, İngiltere'ye gitmeye karar verdim. Evlenip gidersek orada her şey daha kolay olacaktı. Bu planlarımı anlata anlata annemi, babamla aramda tampon bölge yaptım.
Annem benim tüm bu asiliklerime dayanamayıp, depresyona girmeye başladı.
11 Aralık akşamı, sevgilim ve ailesi 16 kişilik bir ekip olarak beni istemeye geldiler.
Babam kız evi, naz evi tribine girdi, "geldiniz tanıştık, yine görüşürüz inşaallah" gibi cümlelerle toparladı, yüzüğümü taktırmadı.
12 Aralık günü annemi Nöroloji doktoruna götürdüm, google doktorluğu yaparak "depresyona bağlı afazi"(unutkanlık) hastalığına kapıldığını düşünüyordum. 19 Aralık tarihine MR verdiler.
19 Aralık akşamı 18.30 sularında MR'a giderken, annem yürürken dengesini kaybediyor ve kendini ifade etmekte güçlük çekiyordu.
MR'ı çeken radyolog MR'ın ortasında çıkıp "annenizin şikayetleri nelerdi" dedi. Cevabımı dinledi, geri girdi. İşleri bitince "normalde rapor yazmam bu MR'a ama siz filmleri alın, hemen yarın doktorunuza gösterin" dedi.
Nöroloji doktoru, filmleri görür görmez, "burada yumurta kadar kemikleşmiş bir tümor var buna cerrahi müdahale edebilir" dedi, elime bir not yazıp, beyin cerrahına gönderdi. Beyin cerrahı "bana kalsa hemen yatırmak lazım bu hastayı hiç ortalıkta gezmesin." dedi. "bu ameliyatı burada yaptırmayın ya üniversite hastanelerinde ya da numune'de yaptırın" dedi. "türkçe'si kanser yani" dedi daha fazla konuşmasına izin vermeden uygun bir dille, filmleri alıp çıktım.
Aynı akşam Türkiye'nin en ünlü beyin cerrahlarından birine (o randevu nasıl oldu da aynı akşama alınabildi, hala bilmiyorum) muayene olduk.
20 Aralık günü, 21 Aralık günü ameliyat olmak üzere hastaneya yatış yapmıştık.
21 Aralık günü ameliyat ertelendi.
29 Aralık sabahı annem yaklaşık 8 saat süren bir açık beyin ameliyatı geçirdi.
Yılbaşı gecesi yoğun bakımdan hala çıkmamıştı.
9 Ocak günü taburcu olduk.
Taburcu olduğumuzda annem vücudunun sağ tarafını neredeyse hiç kullanamıyordu. Kelime dağarcığı 30 kelime falandı.
7Şubatta Radyoterapi ve Eşzamanlı kemoterapi başladığında annemin psikomotor hareketleri yerine gelmeye, kelime dağarcığı artmaya başlamış, sevgilim beni terk ettiğini bir mesajla beyan etmişti.
9Şubatta ameliyat kesisinin olduğu yerde ve yüzünde yeniden ödem oluştu. Yüreğimiz yeniden ağzımıza geldi, kortizona tekrar başlandı.
19Şubatta anneme MR çekileli tam 2 ay oldu. Ben o günden beri insan içine (bakkal-eczane-radyoterapi-hastane çıkışlarını saymazsak) ya 2 ya da 3 kez çıktım. Bir kez okula gittim kayıt durumuma bakmaya, bir kez de sevgilimle buluşmuştuk. O kadar. Bugünde çıkmayacağım.
Küçük prensi okuyup uyuyayacağım birazdan.
Bundan sonra burası, "GBM'li Bir Hastanın Güncesi" olsun istiyorum. beyintumoru.blogspot.com gibi. Bari Türkiye'de neredeyse hiç bilinmeyen, 100.000 de 3-5 rastlanan, literatürü tamamen ingilizce olan bir hastalıkla boğuşurken yaşadıklarımız kaydolsun. Yazalım ki, unutulmasın.

Yıllar önce bir 19 şubatta annem beni, sancılar içinde doğurmaya çalışıyordu. Bugün yine bir 19 şubatta ben annemi, umutlar içinde büyütmeye çalışıyorum.
Allah onu başımdan eksik etmesin.

Adet yerini bulsun, bu yıl da bir şarkım olsun.



10 akıllı çıkaramadı:

egemavisi 19 Şubat 2012 12:46  

Büyük geçmiş olsun. Bilin ki kışın sonu bahardır. Her şey güzel olacak umarım.
Sevgiler, selamlar!

buzlucam 19 Şubat 2012 21:16  

Mutlu yıllar, blogrollde blogunu tekrar görünce şaşırdım, hatta daha kısa bi süre blogrollda çoook eski bloglara şöyle bi göz atmıştım, hüzünlenmiştim, taaaa Ankara'daki sıkıntılı günlerimde bu bloglar yarenlik ediyordu bana hey gidi günler demiştim.Şimdi bu bloglardan biri güncellenmiş bana bakıyor sayfamın sağ yanında.:)
Hayat hepimize bi kaç kez kıçını dönüyor, hepimize tekrar dünkü gibi olamayacağımız şeyler yaşatıyor. Ama her zorlukla daha da mücadeleci oluyoruz, olmadığımızı hissettiğimiz zamanlarda bile(tecrübeyle sabittir), umarım annen tez zamanda sağlığına kavuşur. Bu durumlarda, yapılması gereken en önemli sey içtenlikle olumlu olmak, gerçi bu tip telkinlerden hiç hoşlanmam ama yazdım bi kere.
Tekrar hoş geldin, tekrar çok geçmişler olsun, tekrar mutlu yıllar....

Arlin,  21 Şubat 2012 11:06  

Selam,
Beni ağlattın. Ufak acıların hiçbir önemi olmadığını bu tip olaylarla görüyoruz. Sen beni tanımıyorsun, ama ben sessiz bir izleyici olarak yazılarını sürekli takip ediyorum. Allah anneni başından eksik etmesin. Tez zamanda sağlığına kavussun, sana sabır ve direnme gücü diliyorum. Bir de ufak ricam kendine önem vermeni,boş yere asla kendini üzmemeni diliyorum. Sadece kendine ve ailene odaklan. Bu hayat senin ve senin sayende güzelleşecek. Güzel günler yakın olsun inşallah.

Berrin 22 Şubat 2012 08:43  

hosgeldın kova :)
cok sey yasanmıs..ama en kotusu annenın durumu..zor asamalardan gecıyorsunuz..allah acıl sıfa versın..
su an elımden gelen tek sey sana kocaman sarılmak..

zeynep 27 Şubat 2012 21:29  

çok teşekkür ederim iyi dilekleriniz için. bilgisayar başına geçemediğim için, tek tek yanıt veremiyorum yorumlara kusuruma bakmayın.
eksik olmayın!

hep 27 Şubat 2012 23:35  

Çok çok geçmiş olsun.

hipokampus,  5 Mart 2012 22:42  

Büyük geçmiş olsun!

!reDanDark! 22 Mart 2012 01:58  

Arada bir aklıma geliyor.. 'nerelerdeki bu kız naptı acaba' diye düşünüyordum doğrusu.. Okumaya başladığımda iyi haberler gelsin bu defa dedim ama dert üstüne dert binmiş yine..
Çok geçmiş olsun..

Adsız,  5 Nisan 2012 11:32  

Sesin çıkmadı, umarım annenin durumu iyiye gidiyodur. sevgiler.
hep

doradoraa [at] gmail [nokta] com

ne güzel demişleR

deli saçması

  © Free Blogger Templates Blogger Theme II by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP