Cumartesi, Ağustos 04, 2007

bu da oldu: "NuRay MeRt vs. PeRihan Mağden"


Nuray Mert’le Perihan Mağden arasında ki atışma (yoksa düello mu demeliyim) dikkatinizi çekmiştir muhakkak. Medyatavaya, Hürriyetin ana sayfasına bile düşmüş haber ama bugün Perihan Mağden’in verdiği cevap sonrasında her an magazin programlarına da sıçrayabilir. Şenay Düdek falan olaya el atmadan önce ben değinmek istedim =)

N’oluyor kuzum size, neyi paylaşamıyorsunuz, siz nasıl “entelektüel"siniz, bu nasıl bir gölge oyunu? demek istiyorum kendilerine.

Nuray Mert’i ayrı Perihan Mağden’i ayrı seven, saygı duyan bir okur olarak şaşkınlıktan ağzımı kapatamıyorum yazıyı okuduğumdan beri. Perihan Mağden'in bugünkü üslubu mahalle kavgalarında ki “oraya gelirsem senin saçını başını yolarıııımmm” değilse nedir? Nuray Mert'in yazısının ondan aşağı kalır yanı var mıdır? Pazar günü devam edeceğim demiş üstelik Mağden. Nuray Mert ne yapacak ziyadesiyle merak etmekteyim. Tartışmanın siyasal içerik boyutu (?) bir yana, zaten pusuda bu tip bir olayın çıkmasını bekleyen kurtlara, “bak şu kadının kadına yaptığına, yine birbirlerine düştüler” dedirtmenin ne anlamı var? Vallahi ben her şeyden çok başlaması muhtemel bu tip tartışmalar için üzgünüm.

Nuray Mert’in Bıyıklı Kadınlar kampayasına taktığı sıralarda ben de kampanyanın hiçbir somut amaca hizmet edemeyeceğini savunuyordum (düşüncemin pekte değiştiği söylenemez). Fikrimi belirttiğim yazılarda Nuray Mert’in bu kapışmaya da dahil olan yazılarına link vermiştim hatta. Meğer tartışma uzun aralıklarla devam etmekteymiş ben Mağden’in 31 temmuz tarihli yazısında ki “geçirmeyi” kaçırmışım. Dün bi’baktım Nuray Mert, açık mektup diye kafadan girmiş mevzuya. Bugün de Perihan Mağden bir cevap yazmış akıllara zarar.

Vallahi anlayamıyorum ben olup biteni. Hiç yakıştıramıyorum gibi bi’lafı etmekte bana düşmez o yüzden en iyisi, bildiğim ve gazetelerde yazan kadarıyla olayın gelişimini gösteren yazıları kronolojik olarak sıraya koyayım:

Olay Perihan Mağden’in 13/06/2004 tarihli Atın Kahpeye yazısının son cümlesiyle başlıyor anlaşılan; "Bunca negatif ayrımcılığa maruz kaldığımız buralarda, 'pozitif ayrımcılık' maddesinin geçmesini fuzuli görecek kadar erkek yalakalığına gönül indirmiş kadınlarımızı da, camdan kutlarım bu vesile ile!" diyor.

Aradan zaman geçiyor, başkaca yazılar yazılıyor ne zaman ki Temmuzda seçim olasılığı gündeme geliyor Nuray Mert yine pozitif ayrımcılığa değindiği bir yazı yazıyor 27 Mart tarihinde. Bıyıklı Kadınlar kampanyasına değindiği bu yazıda; "Kulaktan dolma klişelerle siyaset yorumu yapmaya girişip, kadın kotasına karşı çıkmayı 'erkek yalakalığı' diye 'özetleyen' yazarların bulunduğu 'kadınlar dünyamız'da..." cümlesiyle 3 yıl önce kendisine yapılan göndermeye, göndermeyle karşılık veriyor.

Bu arada Perihan Mağden açıkça başka bir gönderme yapıyor mu bilmiyoruz, akabinde Yeni Şafak gazetesinin her ikisine de sorduğu “Bıyıklı kadınlar var, siz de türbanlı kadınları savunmak için türban takar mısınız?” sorusuna önce Nuray Mert 29 martta, Akabinde Perihan Mağden 1 nisanda ve 3 nisanda yanıt veriyor. Mağden 3 Nisan tarihli yazısında “AKP iktidardayken başörtüsü takmak haktır demek çene yormaktır” gibi bir laf ediyor. Bu cümlenin üzerine Nuray Mert yeniden parlıyor ve 24 nisanda " 'AKP ihale peşinde koşacağına başörtüsü sorunu çözsün ben çenemi yoramam' nasıl bir demokrasi anlayışıdır?" diyerek Mağden’e olan eleştirisini açıkça belirtiyor.

Ay maç anlatan spikerleri gibi hissettim kendimi bu olay başka nasıl ifade edilir ki?

Konu burada kapanmış gibi aslında, Mağden fikrini söylemiş, Mert fikrini söylemiş. Üstü kapalı göndermelerle atışmışlar, ne ala... Lakin Perihan Mağden durmuş durmuş, 31 temmuzda Bülent Ersoy ilgili bi’şeyler yazacakken ilk paragrafların birinde konuyla pekte alakalı olmayan bir şekilde (ben kuramadım bir bağ en azından) Nuray Mert’e “geçirmiş”

Artık bardağı taşmış olacak ki, Nuray Mert’te 2 ağustos’ta Perihan Mağden’e Açık Cevap diyerek gayet usturuplu görünen bir yazı kaleme almış. Amma velakin son cümlesi tam anlamıyla Perihan Mağden’in bugünkü yazısına “sebep olacak” (bir deyim vardı konuyla ilgili ama anımsayamadım yahu) cinsten. Efenim rivayetlere göre Perihan Mağden, Cüneyt Özdemir ve de Orhan Pamuk bir taksim gecesinde birlikte gezerken, Ece Temelkuran’la karşılaşımışlar. Perihan Mağden yazılarından ve bilinmeyen(!) bir sebepten (biraz google yapınca o sebepte bilinebilen bir hale dönüşüyor aslında) Ece Temelkuran’a saçına yapışıyor ve iki kadının yol ortası kavgasını Orhan Pamuk ve Cüneyt Özdemir zar zor ayırılıyorlar vs. vb.

Nuray Mert’te (zannederim) bu duruma istinaden son cümlesinde "ben sokak aralarında kıstırıp dövmeye çalıştığı kadın yazarlara benzemem, çevresinde kim varsa, o tür teşebbüslerde bulunmaktan vazgeçirsin." diyerek, olacaklara çanak tutuyor! Ve nitekim Perihan Mağden’de bugün yazdıklarıyla bu mahalle kavgasını bi’güzel alevlendiriyor...

Durum bundan ibaret diyeceğim ama her 2 yazarın açık mektuplarından anlaşılan, daha pek çok yazıda karşılıklı göndermeler yapmışlar. Benden bu kadar, görelim bakalım daha ne taşlar dökülecek eteklerden. Şimdi hazır Pazar gününe denk geldi diye, olaya atlayan bir sürü köşeci olacağı gibi bir his var benim içimde. 'To be continued' mu desem. 'Bırakalım takılsınlar kendi çöplüklerinde, bu saatten sonra onları bu halde görmek istemem ben mi' desem ne desek bilemedim. Yarın ola hayrola demeli en iyisi

4 akıllı çıkaramadı:

turuncu 4 Ağustos 2007 23:28  

nuray mert'i uzaktan takip eder fakat perihan hanımdan sebepsiz yere hazetmezdim. iyi ki şu vakte kadar okumamışım, pek çirkefmiş..

mahallenin delisi 5 Ağustos 2007 00:01  

@turuncu; hani genel tavrı zaten serttir Perihan Mağden'in ama bu kadarını beklemiyordum ben açıkçası. hoş Nuray Mert'in söyledikleri de pek yenilir yutulur değil...

Adsız,  5 Ağustos 2007 17:39  

arada radikal alırım her aldığımda da okurum mağden'i ama sanki son yazılarında bir mine kırıkkanat havası sezinlemiştim ki, en son dünkü yazısını zorlukla bitirdim.
ne diyeyim ki;
ben de şimdi blogumdan abi'ye passive'e falan sallasam acaba kaç reyting yaparım.
leven kırcadan cem yılmaza, ahmetten mehmete, bülentten armağana güzeliyle dahisiyle memleketim bir başkadır benim.

mahallenin delisi 5 Ağustos 2007 23:06  

rehav@; uzun zaman olmuştu sizi buralarda görmeyeli, merhaba!

bir başkadır benim memleketim cümlesi bu ülkede bi'sürü şeyi açıklıyor herhalde. siz de birilerine sallasanız kesin reyting yapar da, ne işe yarar o reyting bilemiyorum =)

doradoraa [at] gmail [nokta] com

ne güzel demişleR

deli saçması

  © Free Blogger Templates Blogger Theme II by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP