Biz muz cumhuriyetinde mi yaşıyoruz? Son bi’kaç gündür olanlara bakınca kurabildiğim en anlamlı cümle bu oldu ne yazık ki. Önce
Ankara’da bomba yüklü bir minibüs bulundu. Hemen ardından da 500 kg patlayıcı karpuz taşınır gibi, İsviçre’den Ankara’ya kadar (hadi Avrupa kısmı bizi bağlamadı diyelim) Kapıkule’den Ankara’ya kadar getirildi.Bu ülkenin gümrüklerinde çalışanlar muz mu yiyor hep birlikte. Ankara’da bu araç durdurulmasa nereye kadar gidecek daha? Otoparkta bulunan minibüs ise açıklamalara göre ; 11 eylül’ün yıldönümü dolayısıyla arttırılan güvenlik önlemleri çerçevesinde Rocky ve Maske isimli eğitimli köpeklerin orada olması sayesinde bulundu. Günlerden 10 Eylül olsaydı başkentin göbeğinde insalar havaya mı uçacaktı yani? Bir de alay eder gibi böyle açıklamalar yapmıyorlar mı basına... Aynı gün Diyarbakır’da bulunan patlayıcılarsa nedense Ankara’dakiler kadar yankı bulmadı basında. Tamam, Ankara başkent ama bombayla karşı karşıya kalan insan aynı insan değil mi? Diyarbakır’dakilerin haber olması için havaya uçması mı gerekiyor? Çok değil iki gün önce Van’da bulunan patlayıcılardan da muhtemelen aynı sebeplerden haberimiz olmadı. E hadi bunlara münferit olaylardı diyelim, insanlık hali koca minibüsler ankara’da fark edilmeden dolaşabiliyor demek ki, Ankara’dan ilerisinde zaten her gün bomba, her gün ölüm haberi var, kanıksadık artık. Hem terör merör bunlar bizi aşan işler güvenlik politikası var bu ülkenin, askeri güçleri var, ben oturup akıl yürütecek değilim ya onlar dururken.
Peki bizi gayet yakından ilgilendiren yeni (sivil) anaysa taslağı hakkında ne biliyoruz? Haberlerden taslakla ilgili ne kadar aydınlatıcı bilgi alabiliyoruz. Buyurun burada göz atabileceğiniz 2 haber. Vatan gazetesinin haberini tıklayarak 170 sayfalık metnede göz atabilirsiniz isterseniz. 8sutun.com'un haberi ise bence biraz daha hap gibi. AKP’li bir ekip ve Prof. Ergun Özbudun başkanlığındaki 5 profesör ve bir doçentten oluşan bilim kurulu toplamda 137 madde olan taslak metin üzerinde çalışmalar yapıyor Sapanca’da. Bu akşam itibariyle kamp bitecek. AKP taslağı son haliyle önce parti yetkili kurullarına sunacak, ardından da ekim başında kamuoyu görüşüne açacak. Aralık sonu ya da Ocak başı gibi de meclis genel kuruluna sunacak. Yani yeni Anayasayı konuşmak için önümüzde yaklaşık 3 aylık bir zaman olacak. O yüzden Sabih Kanadoğlu’nun son açıklamalarına da (mutlaka) göz atarak bu konuyu cebimize koyalım. Zira kurucu meclis nedir ne değildir, demokrasilerde ve batı’da anayasa nasıl yapılır ne zaman yapılır, illa darbe mi olmalıdır gibi açıklığa kavuşturulması gereken pek çok teknik detayla birlikte, bu tekniklerden ne derece haberdar olduğunu bilmediğimiz bir ekip tarafından hazırlanmakta olan bir anayasa söz konusu olacak ilerleyen günlerde.
Gelelim 21 Ekimde yapılacak anayasa değişikliği ile ilgili referanduma. Gümrüklerde oy kullanılmaya başlandı bile. Ancak ortada oldukça karmaşık bir 11. cumhurbaşkanı sorunu var. Ben mayıs ayında "Türkiye Ekim 2007 de hala mayısta görev süresi dolan cumhurbaşkanının yerine yeni bir cumhurbaşkanı seçememiş olacak" demiş, erken seçim ihtimalini hiç hesaba katmayarak yanlış/eksik öngörüde bulunmuşum. Oysa bugün olan bitene baktığımızda 11. cumhurbaşkanı çoktan seçildi, resmi temaslara başladı ama anayasa değişikliğine de 11. cumhurbaşkanını seçmek üzere gidiyoruz, bu kez halkın oylarıyla hem de. Cümle karışık mı oldu, aslında durum da en az benim kurduğum cümle kadar karışık =) Kanun metninde açık açık diyor ki : "Onbirinci Cumhurbaşkanı seçiminin ilk tur oylaması, şu şu günlerde, ikinci tur oylaması bu bu günlerde yapılır." Hadi şimdilik bunu da koyalım cebimize referandum sonucuna da nereden baksanız 2 ay var. Ama referandumla ilgili açıklığa kavuşturulması gereken bir şey var. Birkaç blogda ve internet haberlerinin altına yapılan yorumların bazılarında ciddi bir yanlış anlama söz konusu: Bazıları referandumda evet ya hayır dedikleri diyecekleri şeyin bugünlerde hazırlanmakta olan anayasa taslağı olduğunu en azından onunla ilgili olduğunu zannediyorlar! Oysaki biz sadece 1982 anayasasının bazı maddelerini değiştirmeyi amaçlayan 7 maddelik bir kanunun kabulu ya da reddi için oy vereceğiz. Bu kanunda gayet açık, kolay okunabilir ve anlaşılır bir kanun.
Seçimler 4 yılda bir yapılsın mı,
Cumhurbaşkanını meclis yerine halk seçsin mi,
- Bundan böyle meclis yapacağı seçimler dahil her işlem için sadece 184 milletvekili ile toplansın mı (hatırlayınız: 367 krizi),
- Seçilen c.başkanının görev süresi 5 yıl olsun ve en fazla 2 kez seçilebilsin mi,
- Meclis dışından c.başkanı adayı gösterebilmek için 20 m.vekilinin (82 anayasasında en az 110 m.vekili) yazılı önerisi yeterli olsun mu,
- C.başkanı ilk turda salt çoğunlukla olmazsa ikinci turda en çok oyu alan aday yönetemiyle seçilsin mi ve
Anayasaya oy verdiğiniz bu kanunla ilgili geçici maddeler eklensin mi?
EVET ya da HAYIR.
Referandum sadece kanunu oylamaya sunan yani sıralamaya çalıştığım bu sorulara evet ya da hayır yanıtı verilmesine dayanan bir referandum olacak. Şu anda hazırlanmakta olan anayasanın referandumla uzaktan yakından bir ilgisi olmayacak! Ve hatta YOK!
İşte böyle sayın seyirciler, tüm bu karmaşıklıkları herhangi bir hukuk dersinde bir sınav sorusu olarak benim önüme koysalar(dı) “Hocam burası muz cumhuriyeti herhalde, demokrasi hükümleri pek işlemez burada” yazar çıkardım. Neyse ki biz hukukçu değildik ve işin teori kısmıyla daha çok ilgilendiğimizden böyle somut olayları irdelemedik çoğu zaman, yoksa benim okul bitmezdi valla =))
Pazar Pazar siyaset yazılmaz, herkes aşktan-meşkten, hayatın güzelliklerinden falan bahseder ama hazır tatil gününü bulmuşken aklıma takılan bu noktaları da yazmadan geçmek istemedim.
Herkese keyifli bir Pazar(akşamı) ve mutlu bir hafta dilerim.
0 akıllı çıkaramadı:
Yorum Gönder