Cuma, Kasım 23, 2007

çok mavi, hiç kıRmızı

Yazmak lazım,

Bu günlerde saçma sapan bir tempo içindeyim. Plaza insanı olmak nasıl acayip bi’şeymiş çoktan unutmuşum. Ayak uydurmak epey vaktimi alacak. Şimdi bir anlatmaya başlasam var ya, ohoooo. O yüzden kısa kısa geçeyim istiyorum.

Bi’kere bir günüm diğerine uymuyor. Bir gün diyorum ki “kızım gül bahçeleri varken neden yol kenarında çalı olmayı seçtin, salak mısın, ne işin var burada” ertesi sabah kalkıyorum ve “yolun kenarındaki çalı bile olsam burada kendi bahçemi yeşertebilirim, bunu yapabilecek kapasiteye, cesarete ve azme sahibim.” diyorum. Sonra yine ertesi gün oluyor 20 yıldır aynı işi yapan memurlar gibi giyinip, serviste uyuyup, işyerinde makyaj yapıp bilgisayarın başına geçiyorum. Fena!

Ah sahi kendimle ilgili çok önemli bi’şey fark ettim. Yeni insan tanımaya tahammülüm kalmamış benim. Yok pardon böyle değil. Tam olarak şöyle; kendimi anlatmaya, tanıtmaya takatim yok benim. Sürekli bir tanışma hali söz konusu ya bugünlerde, ondandır belki de. Gerçi o tanışmalara özel 3-5 cümlelik bir özgeçmiş var ezberimde, ısıtıp ısıtıp koyuyorum önlerine. Yalnız öğle yemeklerinde, molalarda falan uzun uzun anlatmaya başlıyor ya insanlar kendilerini... Dinliyorum elbette hepsini, yeni hayatlar tanımak, yeni bakış açıları keşfetmek (ki dürüst olmak gerekirse çoğu “normal” insanlar, yeni bi’şey pek çıkmıyor) fikri her zaman cazibesini koruyor benim için. Amma velâkin iş bana gelince, o deli saçması fikirlerimi ortaya döküp, beni daha birkaç saattir “tanıyan” insanlar tarafından soru bombardımanına tutulunca, da-ya-na-mı-yorum! Kısa cümleler kuruyorum, “yok artık daha neler” bakışlarını, uzun cümleler kurup ifade etmeye çalışıyorum “seni TDK mı yolladı, normal sözcükler kullansana” bakışlarını takıyorlar. Evet farkındayım şu anda onları yargılıyorum. Ama inanın bana, benim onların hayat hikâyelerini dinlemek için ayırdığım vaktin, 3te 1ini bana ayırmadan, notumu verdi çoğu: Ukala! Ya da “çokbilmiş” Mesela “Filozof musun sen kızım, yaşa işte?” diyenler var aralarında.

Umurumda mı? Değil elbette! Kimse beni sevmek zorunda değil, ben de kimseye kendimi açıklamak için harcayamam mesaimi zaten.

Bu durumdan çıkardığım asıl elim sonuç şudur ki; ben bu saatten sonra karşıma çıkacak “adam” için de böyle uzun uzun kendimi anlatma seanslarına kesinlikle vakit ayıramam. Ey Eros, sözüm sana, atacaksan eğer sihirli oklarından birini bana, rica ederim kendimi tanıtmaya uğraşmayacağım birisine saplansın diğeri de! Ex’ten next olmayacağını (adımdan daha iyi) biliyorum. Sadece beni az-çok bilen, anlamak/tanımak için vakit harcamış olanlardan birine gidiversin o ok bunu istiyorum senden. Gaz ve toz bulutundan başlarsak işe, ben big bang’e gelemeden terk ederim ortamı... Daha önce* bunu bi’kez denemeye kalkıştım, farklı sebeplerden beceremedim ama bugünlerde tam da bunları yaşadıktan sonra hakkaten hiç güvenim kalmadı bu konuda kendime. Ya da bilemiyorum aşk zaten böyle bi’şey değildi, küçük hesaplarla uğraştırmazdı, gelirdi, aklını alır giderdi falan sanki. Hayal meyal bi’şeyler var hafızamda ama emin olamadım. Alooooooo Eros!!! Kime diyorum şu benim sayfayı bi’refresh yapsan!


ama konuyu dağıtmadan....

8 akıllı çıkaramadı:

Adsız,  24 Kasım 2007 13:51  

benden önce başkaları yazar belki dedim ama anlaşılan kimse yorum yapmayacak. ben sormazsam çatlarım: o son paragraftaki "adam" neden tırnak içinde?

ex'ten next olmaz da "ne varsa arşivde var" diyen birileri vardı, haksız değilmiş anlaşılan ;)

crick 24 Kasım 2007 15:34  

geldim:)ya benim kurdugum cunlemnin aynisini kurmussun."kimseye kendimi en bastan anlatacak halim yok artik" anlatma da zaten, anlamak isteyen sana farketmeden alir bilgileri:)
ayrica is yerinde ukala olarak anilmak bazen ise yarar;)

mahallenin delisi 25 Kasım 2007 21:55  

@f. 1)adam olanı bulmak artık çok zor da ondan,
2)herhalde yazarken erkek demek istememişim, o yüzden

arşive de pek güvenmemek lazım.

@crick; di mi ama anlamak isteyenler uğraşsın, ağzımdan laf almak için.
valla tipik bir kova olarak alışkınım "ukalalığa" zaten. beğenmeyen çeker gider! hahayt =P

OYS 25 Kasım 2007 22:54  

ben de benzer şekilde bu cümleleri tekrarlıyorum. görüyorum ki, bu şekilde düşünen tek ben değilim.
bu durumda ben normal miyim? ehehhee:))
biz iyisi mi ukala bilinen normaller olarak bir dernek felan açalım. toplaşalım:)

Adsız,  25 Kasım 2007 23:30  

ne?! plaza insanı mı?! sakın sakın :)
Nezih, filtrelenmiş, püripak ve de steril olduğu kadar uzaklaştırılmış bir iş yaşamları var. Bu yaşantının içinde de kamufle olma derdinde plaza insanları.
Streç filmlenmiş bir jambonda profesyonel parazitlik yapıyorlar, larva olup sıyrılmak için.
Sanki bunların çocukken mahalle maçlarında kale direkleri yerine koydukları taşlar Mars'tan getirilmiş gibi de bunlar da bu hikayeye inanmış gibi davranıyorlar.
Sınıf atlamaya çalışan insanlar genelde ama çok sıkışmışlar araya; ciğer yemesini unutmuş soğanın cücüğüyle, sushinin suyuna ekmek banmış chinese stickle :)

sonuç olarak sen bu değilsin arkadaş:)
yazının sadece "plaza" kısmına takıldığım için affola :)

mahallenin delisi 27 Kasım 2007 12:38  

@piel roja; amaaaan, sen beni ben seni anladık mı tamamdır. ukala bilen ukala bilsin, şımarık bilen şımarık bilsin, herkes kendine normal şekerim =)

@hüseyin; =D ay süpersin valla hüseyin. ama bu kadar yüklenmeseydin yahu, hani tamamen kendi salaklığından, basiretsizliğinden ve dahi beceriksizliğinden bu işe bulaşmış insanlarda olabiliyor (tanıdık geldi mi bilmem) onları da harcamışsın arada =(
yazı benden çıktıktan sonra istediğin kısmına takılabileceğin gibi hiç takılmayıp, keyfine de bakabilirsin. nihayetinde bir delinin sayıklamaları bunlar, yoruma şayan gördüysen ne mutlu o deliye =D

Adsız,  27 Kasım 2007 15:37  

dip not düşmeyi unutmuşum; ben kendim plaza insanıyım yahu =)
Yoksa nerden bilcem bu kadar şeyi :P

aramıza hoşgeldin... öğle tatilinde Pekin Ördeği süsü verilmiş ızgara tavuk yemeye gidicez karşıdaki chinese restaurant'a :)

hoş bak kendine =)

mahallenin delisi 27 Kasım 2007 15:43  

@hüseyin; aha aha, dilimin ucuna kadar geldi aslında ama bilmeeden ahkam kesmiyim bari dedim =)
ben çin yemeği severim onda sorun yokta, şu manyetik kartlar sinirimi hoplatıyo yahu, dıt dıt bıp bıp. yakkında sifonu çekebilmek için bile onları okutmamız gerekecek sanırım =P

doradoraa [at] gmail [nokta] com

ne güzel demişleR

deli saçması

  © Free Blogger Templates Blogger Theme II by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP