Cumartesi, Kasım 17, 2007

love stoRy



Hani sabah uyanırsın, senin dersin ondan öncedir ya da onun izinli olduğu bir cumartesi sen çalışıyorsundur. Sessizce hazırlanırsın odanın içinde, giyinir makyajını yaparsın. En son iki parfüm fısfıslarsın. Kokunu duyar duymaz, yarım yamalak açar gözlerini. “Çıkıyor musun?” diye homurdanır ya da “saat kaç?”tır en uzun cümlesi. Elinin bileğiyle birleşen tombul kısmıyla gözünü ovuşturmaktadır, hafifçe gerinince ayağı çıkıverir yorganın kenarından. “Çıkıyorum canım, hadi sen benim yerime de rüya gör” dersin. O çocuk adamla her sabah uyanabilirmişsin gibi gelir o an. Sanki “gel” dese, sonsuza dek gidersin onunla. Tek kolunu zor bela havaya kaldırıp “gel buraya” der. Başının üstündeki hayal bulutunu üfleyip gerçek hayata dönersin hemen. “Bak makyajımı yeni yaptım, şapur şupur öpmek yok” uzun uzadıya kızacak kadar açılmamıştır uykusu henüz “geeeel!!!” Gidersin. Onun bedeni hiç soğuk gelmez ya sana, sıcacıktır yine; uykunun sıcağı vardır teninde. Senin söylediklerine inat, öpülmedik yer bırakmaz yüzünde, inadına ıslak ıslak öper. “Heeey geç kalacağım şimdi, tamam” deyip kaçarsın. “Sürme şu fondöteni yaavv” diye çıkışacak olur.

“İyi de ben fondöten sürmem ki sevgilim”
“Neyse işte yağlı boya gibi”
“Ne demek yağlı boya gibi ben o kadar kötü mü makyaj yapıyorum”

Uykusu açılmıştır bir kere cevap verir, sen de cevap verirsin, o yine cevap verir, sen yine cevap verirsin.

Servisi kaçırırsın, taksici “apla üstüne para versen girmem ben şimdi o trafiğe” der. Mecburen, kendini tarlada domates taşıyor zanneden bir traktör şoförünün kullandığı minibüse binersin. Kan ter içinde iş yerine/okula vardığında çoktan sinirden çıldırmışsındır. Amirine/hocana servisi neden kaçırdığını anlatmak zorundasındır. Seni bu duruma düşürdüğü için bir kat daha sinirlenir, bir kahve bile içemeden masanın başına oturursun.

Amaaan sevgilin mi var derdin var işte, bak güzelim sabahı ne hale getiriyor elin adamı. İyi böyle valla, makyajım bozulmadan, servisi kaçırmadan yaşayıp gidiyorum. Ohhh.

—Sen buna inandın mı şimdi?
—Olsun, akşam akşam güldüm iyi geldi.

9 akıllı çıkaramadı:

Tugc 17 Kasım 2007 23:20  

Sevgilin mi var derdin var..Sonra dahası da var...Kafa karışıklığı filan...
Tamam farkındayım, iyi bir cumartesimde değilim.

crick 18 Kasım 2007 01:39  

varlığı bir dert, yokluğu yara:)derim.ama biliyorum güzel günlerin olacak, ne servisi kaçırmak, ne de amire hesap vermek sorun olacak. Cunku gec kalma sebebin tartismak olmayacak...;)Güzel şeyler bunlar, olsunlar, olacaklar ben biliyorum. Sensörleri açık tutmakta fayda var:)

mahallenin delisi 18 Kasım 2007 14:12  

@tuğçe; amaaan "ne onunla ne onsuz" işte. sonlarsa hep aynı aslında... c.tesiden iyi bir pazardır umarım.

@crick; =D olacak di mi? ben de öyle bir finalle bitirecektim aslında, yalnızlığıma kendimi ikna etmek için olsa gerek, bi'baktım finalde kapıştırmışım mutlu çiftimizi =)
sensörler açıkta benim buralarda çekmiyor galiba, hiç sinyal alamıyorum yahu. oralarda durum nedir? =P

Berrin 21 Kasım 2007 21:28  

valla bende aksam aksam güldüm iyi geldı yazın :))

mahallenin delisi 21 Kasım 2007 22:41  

@berrin; aha aha =) gülerim ağlanacak halime.
oralarda bi'yerlerde birilerinin daha dudak çizgileri değiştiyse, negzel =D

diLék 25 Kasım 2007 14:19  

((:
çok hoş olmuş yazın ((:
tam bir "ne onlarla ne onlarsız" durumuu
((:

mahallenin delisi 25 Kasım 2007 19:49  

@dilek;sağol dilek'cim. mutlu sonla bitecekti ama böyle oldu. hayatın gerçeklerini görmek lazım değil mi =P

Adsız,  2 Aralık 2007 23:53  

Hani makyaj falan lazım değil,
okurken direk benim sevdiceğimi o durumda düşledim-hoş düşten öteye gidemeyecek bir şey-,
gülümseme mi artık sırıtmamı,yüzüme yapıştı kaldı.
he-he:)

mahallenin delisi 3 Aralık 2007 20:14  

@kaja; ne güzel olur o uyku mahmuru halleri di mi? yani olur herhalde, ben de unuttum neye benzediğini =))

doradoraa [at] gmail [nokta] com

ne güzel demişleR

deli saçması

  © Free Blogger Templates Blogger Theme II by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP