Perşembe, Şubat 28, 2008

biR pas attım penceReye tık dedi*

*başlıkta mevzu bahis olan pencere kullanım alışkanlığınıza göre explorer, firefox ya da opera penceresidir.

Mahcubum efenim. Şimdi ne desem boş. Şu anlattığımda herkesin kahkahalarla güldüğü durumlar benim bütün sinirlerimi hoplattı ya... neyse açmayalım yeniden. Berrin’in bana attığı pası unuttum. Çok mahcubum. Üzerinden 10 günden fazla zaman geçmiş. Ben yazıyı görür görmez taslak olarak kaydetmediğim için uçmuş gitmiş aklımdan. Neyse ki geçenlerde gelip hatırlattı. Konumuz "ölmeden önce yapmak istediklerim."

Geçtiğimiz günlerde Tunç Kılınç’ta blogunda "nefesimi kesecek anlar" listesini yayınlamış ve bir mim başlatmıştı. O yazıyı okuyunca epey düşündüm. Hatta ilk başta kimse bana pas atmasa da ben pasın üstüne atlar yazarım demiştim kendi kendime. Sonra baktımki benim beni soluksuz bırakacak anların neler olduğuna dair hiçbir fikrim yokmuş.

Berrin hatırlatınca oturdum sakin kafayla bi’kez daha düşündüm; ölmeden önce mutlaka yapmak istediğim neler var benim diye... hiç tereddütsüz aklıma gelen tek bir yanıtım var: Bir süre New York’ta yaşamak. 3 ay mı olur 3 yıl mı, benzin pompacısı mı olurum finans müdiresi mi hiç fark etmez. Hayatımın bir döneminde Big apple’da yaşamak istiyorum. Yıllardır var bu aklımda. Amerikan rüyası falan değil benim ki, küçükken gördüğüm bir fotoğraf (ki NY’a mı ait orası bile meçhul) ve bir.... Neyse işte bir hayal.

Ve sanırım nefesimi kesecek tek anda “bilmem kaç sefer sayılı İstanbul- new york uçuşunun pek muhterem yolcuları şu anda NY’da hava bilmem kaç santigrat derece ve saat bilmem kaç, bilmem ne havayollarını tercih ettiğiniz için müteşekkiriz, dönüşte yine bekleriz” anonsunu duyduğum an olur.

Bazıları için ne basit. Değil hayal kurmak üzerinde düşünmeye bile gerek olmayan bir olay muhtemelen. Belki benim için bile hayal olmak için fazlaca basit bir istek. Bir vizeyle bir bilete bakar ama. Neyse işte mevzu gitmek gelmek değil, orada yaşamak...

Sonracığıma ölmeden önce yapmak istediğim başka ne var ne yok diye düşünüyorum da. Aklıma gelen şeylerin çoğu “salak yazmayı bırak da kalk ve yap” dedirtiyor bana. yazmaya elim varmıyor.

Aaa sahi daha önce yorumlarda da yazdığım bir bugatti mevzuu var. Şu mavisine gönül verdiğim muhteşem otomobille hız limitlerini zorlasam, hatta İstanbul park’ta bir tur atsam. Yok yok olmuşken tam olsun turu da monza pistinde atmak lazım. İtalya’ya gitmişken aşk çeşmesine bozukluk atmadan, Floransa’da bol bol fotoğraf çekmeden ölmek olmaz değil mi?

Yahu fotoğrafa bakıp bakıp hayal ettim de, bir türlü yakıştıramadım kendimi arabanın içine. Öyle dolduruşa gelmişiz ki bu tip bir arabanın içinden ya acayip kaslı bir insan azmanı inmesi gerekiyor ya da bilgisayar oyunlarından fırlamış kadar muhteşem vücutlu bir sarışın afet. Hayallerimizi bile ele geçirmişler meğer. Peh!

Seyahat mevzusunu açmışken, gidip görmek istediğim yerleri daha önceden özetlemişim onları da alıyorum ölmeden önce yapılacaklar listeme.

Bir kalp ameliyatına girmek istiyorum. Hatta mümkünse bizzat kesip biçmek istiyorum. Laf aramızda ben cerrah olmayı gerçekten isterdim. Ama işte, ah sevgili memleketim. İnsanın aptalı doktor, doktorun aptalı cerrah olur dediler, taa ilkokuldan soğuttular beni fen bilimlerinden. Aman neyse işte...

Bir sinema filminde 30 saniye de olsa, tek cümle de oynamak, kendimi o koca perde de bir kez olsun görmek istiyorum.

Ah! ölmeden önce aşık olmak istiyorum elbette. Aniden, apansız, birden bire teslim olmak, kapılıp gitmek istiyorum. Mavi kuşu görmek, göstermek istiyorum.
Hayattaki en büyük mucizeyi, hayatımın tek mucizesiyle yaşamak istiyorum. Minik yavrumuzu kucağıma aldığım ilk an, önce ağlayan minik bebeğimle sonra O’nunla göze gelmek istiyorum.

Benim olayım budur. Sıra sizde:

Crick, Pucca, Ümit ve Anselmo söyleyin bakalım ölmeden önce yapılacaklar listenizde neler var?

Ayrıca katılmak isterlerse Virgillus ve Faik Murat’ı dahil etmek isterim bu oyuna. Vereceğiniz yanıtları gerçekten merakla bekliyorum efenim...

Aslında vereceği yanıtı merak ettiğim bir kişi daha var ama kendisi blogger olmadığı gibi bu günceyi de ne sıklıkla karıştırıyor bilemiyorum. Vista kullanıcıları arttığı için izini kaybettim artık. Buralara yorum falan da yazmaz ama ben yine de sormuş olayım Gökhan bey, sizin ölmeden önce mutlaka yapacağım dediğiniz neler var acep?

8 akıllı çıkaramadı:

Berrin 29 Şubat 2008 09:24  

daha once benım ölmeden once yapacak lıstemde suzıkı hayabusa motorsıklete bınmek vardı sanırım sen onda bugattıden bahsetmıstın ama ben onu ıckı olan bugattı sanmısım :)) sımdı anladım megerse araba markasıymıs haha..
hayallerının gercek olmasını dılıyorum..gercekten ıstersen olacaktır.
mim için tesekkurler bu arada ;)

mahallenin delisi 3 Mart 2008 01:21  

rica ederim efenim. bir mim pasını alıp yazmak her blogger'ın asli görevi hatta varoluş amacıdır berrin'cim ;)

benden ilginç bi'şeyler bekliyordun ama çıka çıka bunlar çıktı işte. bugatti hariç gerçek olmayacak şeyler değil aslında. bugatti veyron'u da bulamazsam içki olanıyla idare ederim artık =D hayatta bazı şeylere de razı olmak lazım değil mi =)

Ümit Kurt 3 Mart 2008 11:25  

Gördüm ama yorum yazamadım bir türlü sana. Tunç'un o başlattığı mimi görünce birisi pas atsa da yazsam diye istemiştim.

Lakin birisi daha önceden tıklattı penceremi :)

Nefesimi kesecek anlar diye yazmıştım ama gözünden kaçmış sanırım :)

No More Virgilius 3 Mart 2008 19:25  

Virgilius katılmak istemiyor aslında- gregor'la papaz olmuştu bu yüzden- ama davete de hayır demez.

Gene de hatırlandığı için teşekkür eder, bir ara bu yükü üzerinden atacağını söyler.

mahallenin delisi 3 Mart 2008 22:47  

ümit bey; yazınız gözümden falan kaçmış değil bi'kerem! hepsini tek tek okuyorum. ben size göndermiş olduğum bu pası "ölmeden önce yapılacaklar listesi" başlığında ayrı bir mim konusu olarak değerlendirip yazmanızı beklemektey(d)im. hem benim o daha önce tıklatanlardan neyim eksik yahu =))
alla alla alla alla...teessüflerden bir demet yani...

no more virgillius; pek tabi ki sipariş üzerine yazmak zorunda değilsiniz efenim. bu bir oyun, katılmak isterseniz top şuracıkta. istemezseniz de biz sizi zevkle takip ederiz...

faik murat unel 5 Mart 2008 11:45  

Attiginiz pasi en kisa surede cevaplayacagim, mesajiniz icin tesekkur ederim.

Ümit Kurt 5 Mart 2008 14:44  

MD Hanım, gönderdiğiniz pası "ölmeden önce yapılacaklar listesi" başlığında ayrı bir mim konusu olarak değerlendirip yazmam beklemektinizi karşılayamadığım için üzgünüm :)

Tıklatanlardan eksiğiniz yok fazlanız var, yazarım tez vakitte ;)

bu arada teessüflerden demetinizi kabul edip, çelenk olarak plazanıza geri gönderiyorum :P

mahallenin delisi 5 Mart 2008 21:23  

faik murat; rica ederim efenim, oyuna dahil olacağınız için ben de çok teşekkür ederim =)

insanın nazının geçtiği arkadaşları olması ne güzel şey yahu! sen bana şu yanıtı verdin ya, artık yazmasan da sorun değil ümit. yalnız bizim plazaya çelenk almazlar öle kolay kolay. hem ne o öle çelenk melenk cenaze mi, açılış mı yapıyoruz efenim =D

doradoraa [at] gmail [nokta] com

ne güzel demişleR

deli saçması

  © Free Blogger Templates Blogger Theme II by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP