beyaz
Gel artık diyorum, gel! Her şeyden vazgeçmek üzereyken, hiçbir şeyi umursamazken, seni sen olduğun için, her şeyinle beklentisizce sevecekken gel. Çok sevmek istiyorum seni. Biliyorum bunu söyledim adamın birine =(( Ama koşulluydu o. “Çok sevmek istiyorum seni ama önce duvarlarımı yıkman lazım” diye başlıyordu. Seni koşulsuz seveceğim ben. “Diş macununu neden ortadan sıktın” diye cırlarsam o diş macunu tüpü gibi olayım bak söz. Ama kapağını açık bırakırsan bozuşabiliriz. Yok yine olmadı değil mi, yine bir “ama”yla bağladım cümleyi. Böyleyim işte biliyorsun. Gel ve törpüle beni, ben koşulsuz seveceğim seni söz verdim bir kere.
Uzun zamandır kimse bana hediye almamış biliyor musun? Yani aldılar elbet, yılbaşı çekilişinde ofisten birileri, bayramda anneannem falan bilirsin. Öylesi değil işte. Benim çok seveceğimi, beğeneceğimi düşünerek, görür görmez beni hatırlayarak durduk yere alınan ufak tefek şeyler. Hani ne bileyim kelek olduğunu bile bile yazın ilk çıkan karpuzu mesela. Ya da ne bileyim sinemada alaska frigo. Yaldızlı paketlere sarılmasına gerek yok biliyorsun. İçinde ben olan, içinde sen olan, ilgi olan bir hediye. Hele çiçek, sahi ben en çok hangi çiçeği severdim, hatırlıyor musun?
Doğum günüm geliyor diye yol mu yapıyorum dersin? Muhtemelen öyledir. Bakma sen bana. Benim de kimseye böylesi hediyeler aldığım yok zaten. Ama geçenlerde bir kazak beğendim sana. Yeşil sevmem güya öyle güzeldi ki yeşille siyahın uyumu, iki saat bakındım. Görevli çocuk “güzel bir seçim bence hiç düşünmeyin. Beyefendinin bedeni ne ben hemen paket yapayım” deyince bilemedim ne diyeceğimi. Gülümsedim sadece. Onun ezber cümlesine benim dağarcığımdan bir ezber cümle seçtim ben de “teşekkür ederim, sadece bakıyorum.”
Gel artık, bir an önce gel istiyorum. Yüzümde hiç çizgi yokken, saçlarımı hiç boyatmamışken gel. Yıllar sonra tenimde ki her çizgiye şahit olduğunu bilmek istiyorum. İlk düşen beyazdan, son siyah tele kadar her birinin değişimine şahit ol istiyorum. Ve hep seninle olayım istiyorum. Yanında, arkanda, yatağında yaşadığın tüm değişimlere eşlik edeyim istiyorum.
dibine not: Tam bitirmiştim mektubunu, yine yine yine yine aynı ses geldi winamp’tan: “hiç gelme gideceksen” dedi bu sefer. Ben ona inat “güneşim” diyeceğim. Biliyorum SEN gelince gitmeyeceksin, ürkek buz taneleri gibi, yaptığım kardan adamlar gibi, erimeyeceksin.