Öncelikle bana nazar değdiren kem gözler kime aitse buradan onlara sesleniyorum, gözü olanın gözü çıksın.
Bu hafta içi başıma gelenleri murphy bile açıklamaya kafi gelmiyor. En makul açıklama nazar gibi görünüyor. “Elektriğe çarpıldım kendime geldim ne ala” derken hop 40 derece ateş içinde buldum kendimi. “Bu derece yanlış herhalde benim ateşim çıkmaz o kadar” diyordum en son, ondan sonrası hep hayal meyal kareler. Dünden beri ancak kafamı boynumun üzerinde taşıyacak güce kavuştum. Bu arada burnumun ucunda bir sivilce pırtladı ki, evlere şenlik. Hayır, sivilceleri dert edecek yaşı çoktan geçtim ama hafta sonu hem fiziken, hem de moral açısından çok iyi olmam gerekiyorken ne bu sivilce ne de bu yorgunluk hali hiç olmadı hiç.
Neyse beterin beteri var deyip yakınmayı ve sayıklamayı bırakıyorum hemen. Okan Bayülgen’e bi’kaç diyeceğim var müsadenizle.
fotoğraf
Kendisi benim zaman zaman körkütük aşık olduğum, zaman zaman delice sinir olduğum bir adam. Çok tutkulu bir ilişkimiz var anlayacağınız. Yani benim gıyabında öyle bir ilişkim var kendisiyle, O’nun için herhangi bir bağlayıcılığı yok bu ilişkinin =) televizyonculuk konusunda bu ülkede sahiden kayda değer işler yapan 3-5 kişiden biri olmasının bir tarafa, pek çok fikrini ayakta alkışladığım, aynı ülkede yaşıyor, aynı dili konuşuyor olduğum için kendimi şanslı saydığım bir adam kendisi. Ama bu adamla “özlem siyasette yeni” cümlesini defaatle tekrarlayan, tartışmayı gereksiz, amaçsız yere uzatan adamın aynı adam olduğuna inanamıyorum. Hoş yapmadığı çıkışlar değil bunlar ama bu kadarına ben ilk kez şahit oluyorum. Sayın Bayülgen'cim kesinlikle haksızsın(ız)!
İnsanların kendilerine hitap konusunda bir tercihleri olması en doğal hakları elbette. Ben özel hayatımda bu tip sayın hanım, hitaplarına kesinlikle takılmayan, hatta “alın böyle pozitif ayrımcılığı arka cebinize koyun böyle saygı görmesem de olur” diyen biri olarak aksini teyit etmediğim sürece yeni tanıştığım herkese bey, hanım, siz derim. Demeliyim. Nasıl ki ismi Ahmet olan birine Mehmet diye seslenmek ya da iki isimle birine onun kullanmadığı ön adıyla hitap etmek de bir çeşit saygısızlıksa, ”tercih etme imkanım varsa ikincisini tercih ederim” diyen birine, özellikle adıyla hitap etmekte saygısızlıktır.
Bir insanın sıfatı ne olursa olsun, ilk kez karşılaştığı birine ismiyle hitap etmesi hoş değil. Görüşünü, savunduğu ideolojiyi sonuna kadar eleştirebilirsiniz ama kaymakamlık yapmış birine, (bunu hiç dile getirmek bile istemiyorum ama, evli bir hanıma) yüzlerce insanın önünde “özlem siyasette yeni” demek alenen terbiyesizliktir bu ülkede. (ki terbiyesizlik TDK tarafından, Topluluk kurallarına aykırı davranan olarak tanımlanmış bir sözcüktür.)
Haydi kaymakamdı, milletvekili adayıydı, evliydi, anneydi,babaanneydi gibi sıfatları koyalım bi’yana. Sayın Bayülgen, Okan’cım, sen zaten kadının “evet”indeki soğukluğu anlayınca demişsin bir kez “özlem hanım” diye. Ardından o, tamamen hatunlara özgü bir triple (hani bir “yok bi’şey tribi” vardır, kafa sağa sola sallanır; “yok, yok bi’şey, hiç bi’şey yok” falan denir gergin bi’sesle, işte o triple) “hayır sadece soyadımı unuttuğunuzu düşündüm” diye laf çarpıtınca, resmen kendini kaybetmişsin yahu. Memesi elinden alınmış küçük çocukların “bana ne bana ne isterim” demesi gidi defalarca ve defalarca kez “özlem siyasette yeni” demişsin. O nesi yahu?! Hayır, hanımı, sayını söylemekten imtina ediyorsun madem “deli bu” de bırak kendine haline, kadın soyadımı unuttunuz mu dedi, sende Meksikalı lafını sok oku 3-5 ismini birden geç sıradaki konuya. Programın başında ikili arasında ki tartışma senin kontrolünden çıktı diye zaten gerilmişsin onu da anlıyorum az çok ama, bir kez “hanım” diye düzelmişken sonra ki inadına, “tercih hakkım varsa ikincisini tercih ederim” diyen hatuna “nasıl yani yauvv” diye çıkışmana anlam veremedim ben. Cidden şaşırtıcı yani.
fotoğraf
Özlem Piltanoğlu Türköne’ye ise söyleyecek şey bulmakta zorlanıyorum doğrusu. İnsan haklı olduğu bir konuda ancak bu kadar zırvalayabilir, ancak bu kadar mızıldayabilirmiş canlı yayında hemcinslerine göstermiş oldu kendisi bunu. Muhtemelen über-hiper eğitimler almış, süpersonik masterler yapmışsınızdır amma velakin Okan haklı, hitabet diye bi’şey var siyasetin içinde, oldukça da fazla yer kaplıyor. Kendi derdinizi anlatamıyorken, nasıl mülki amir olduğunuz ironik yani. Hoş kaymakamlık mevkine çıkan yollardan geçmek (bazıları için) oldukça kolay bu ülkede. Şaşırmamak lazım böyle şeylere. Ama insan üzülüyor yine de hemcinsi iki lafı bir araya getirip konuyu kapatamayınca...
Madem bu beni ilgilendiriyor, işte bunlar da benim fikrim olan biten hakkında.
Sağlık ve esenlikler dilerim herkeslere...
Read more...